Efendim İlçede hizmet işlerinde bir aksaklık oldu, köyün büyükleri toplanıp bana geldiler, gidelim bir rica edelim şu sıkıntımız giderilsin diye. Toplandık 4-5 kişi çıktık makama. Makam sahibi arkadaş niye geldiniz değince böyle bir şiir çıktı ortaya...umarım herkes dersini alır.

Haftanın bir günü, ayın beş günü,
Cebimde param yok, malum kış günü,
Bebeğin beşiğin, yavan rızkını,
Keserek geldim ben, huzura beyim.

Döndür şu kafanı, yüzüme bir bak,
Susarsam müfridim, dönersem alçak,
Fil hikayesini, bilirsin az çok,
Küserek geldim ben, huzura beyim,

Unu harç ederim, kepek üstüne,
Kuşansam yakışmaz, ipek üstüne,
Naylon ayakkabı, topuk üstüne,
Basarak geldim ben, huzura beyim.

İnsanın cahili, arifi yendi,
Biraz rahatsızdı, muhtarın kendi,
Ahvali duyunca, kafam bir döndü,
Eserek geldim ben, huzura beyim.

Saraydan bozmaymış, geldiğim bu yer,
Şurada yatan it, benden de ağ ver
Çok konuşma dedi, kapıda yaver,
Susarak geldim ben, huzura beyim.

Beni benden eden, zalim felektir.
Bizimkisi beyan, basit dilektir,
Şu duvarda duran, benim elektir,
Asarak geldim ben, huzura beyim.

Dil bilmeyiz beyim, övgümüz azdır,
Anladım her sözün, bize ibrazdır,
Ağzımda iki diş, oda çaprazdır,
Sıkarak geldim ben, huzura beyim.

Bir horozum vardı, hırsızlar çaldı,
Yaşlı ineğimi, tacirler aldı,
Damda satılmayan, bir eşek kaldı,
Koşarak geldim ben, huzura beyim,

Arzımız makama, ricamız dosta,
Söyledik müdüre, vermedi posta,
kendim de hastayım, hanımda hasta,
Kusarak geldim ben, huzura beyim.

Kahıroğlan noksan, hizmet yasası,
Yolları su yardı, budur tasası,
Hülasa-yı kelam, sözün kısası,
Pusarak geldim ben huzura beyim...