VâyAhret denen nâs’ın anayurdunu Sezdiysen ne a’lâ, sezmediysen vây! Takvânın bir "yeşil kart" olduğunu Bildiysen ne a’lâ, bilmediysen vây! Yaratandan öte Yaradılana Bir sofra sermek gerek acıkana Uygunca bi’smi Allâh düstûruna Verdiysen ne a’lâ, vermediysen vây! Bir yetimle paylaştıysan aşını Okşadıysan bir de kirli başını Hele aşkı coşturan gözyaşını Döktüysen ne a’lâ, dökmesiysen vây! Nâdanlıktan gelir belâ şnsana Rahmet düzene ve lânet bozana Öğüd verilir kulağı olana Aldıysan ne a’lâ, almadıysan vây! Çiği olan gocunur çöreğinde Azîz olunmaz, elin vebâlinde Aklın dizgini ârifin elinde Tuttuysan ne a’lâ, tutmadıysan vây! Kim aff-eder dersin kemlik ekeni Zebâni kapar sırattan sekeni Nefs denen o üç köşeli dikeni Söktüysen ne a’lâ, sökmesiysen vây! Vahyin nûruna bağlamalı fişi Adam olmak bâhusûs yürek işi Yürek devletini kurar er kişi Kurduysan ne a’lâ, kurmadıysan vây! Ömrün, ân meselesidir bitmesi Hoş olmaz, nefsin ardından gitmesi Elzem, kulun nefsi tanzîm etmesi Ettiysen Ne A’lâ, Etmediysen Vây! Ulular sarf eyler kelâm-ı kibâr Has kula onlar mânîdâr-ı miyâr Aramak gerek el-hâk diyâr diyâr Bulduysan ne a’lâ, bulmadıysan vây! Kalbi selîmdir, her işin temeli Namaz da bilesin dînin direği Kulu, mîrac’a götüren bineği Bindiysen ne a’lâ, binmediysen vây! Her zerrede vâr olan hikmetleri İnsin içinde mahfî gerçekleri Muntazâman döşenmiş âyetleri Gördüysen ne a’lâ, görmediysen vây! Gel etme êy nâs! Sen seni bil, seni Okumaktır en iyisi kendini Derûnî demiştir diyeceğini, Duyduysan ne a’lâ, duymadıysan vây! |
Selam ve saygılarımla.