Keşliğin Hiçliğinde Savrulan Küfürler
gece ve gündüz
doyumsuz şeytan gibi açıyor koca ağzını neşterli sözler dökülüyor gebe kaldığım hüzünlerin göğsüne yarılıyor elemi avuçlarken parmak uçlarım dikiş izlerini öpüyor kahpe küller ruhumu kanla vuran adam düşürüyor beni günahın dallarına kaç kez yatırıldım yüzünün tabutuna kirletilirken düşler kanla yıkanmaz dedim gözlerimin gurbet saatleri sen her defasında yamalayıp diktin koynuma destursuz giren sevişmeleri sağımdan solumdan topladığın alfabe tablosunda aydınlandı terziliğin içinde ki hırçın şiirler döküldü makasının ucuna küfürler giydirdin kasvetli tenime dudağından döküldü zorba lekeler deruni sukunet var yüzünün göğünde üstümden geçiyor hazımsız öfke eriyorum ayaklarının eşiğinde üzgünüm gamzelerinin gölgesinde çürüyen hayaller gibiyim gelme üstüme sızıp kaldım zamanın k’eşliğinde |
Oysa nilüfer çiçekleri gibi olmalıydı düşler
Onca kire rağmen, tertemiz kalabilmeliydi.
Zaten bunca kirlilik ve siyah var iken yeryüzünde üstelik...
Yoksa düşlerin gerçeklerden ne farkı kalır ki.
O kadar güzel şiirler yazıyor ki bu kalem
Yürek sesi öylesine derin ve etkili
Sessiz ama emin adımlarla her defasında
Seviyorum bu sayfadaki şiirleri
Hepsinde bizden bir iz
Hepsinde bizden bir-az ölüş
Hiç şüphesiz ki günümün şiiriydi okuduğum
Umarım günde görmek nasip olur.
Tebriklerimle çokça