Evdal
kalbimin ağzına dayandı gece
sokak lambalarının altına sığınıyor terkedilişler hangi bekleyiş çürütebilir ki vedaları Evdal bak yıldız üşümeleri kaldı avuçlarımda içimin ayazında arafta kalan sözcükler ateşli susmalarla örtüyorum üzerini kapı eşiğinde büyüyor şehirler gözlerimin tuzunda konaklıyor ismin gurbetliği avuçluyorum çorak topraklarda göğsümü yakıyor göçebe tozları usul usul cümleleri deviriyor kirpiklerin söylesene Evdal kaç asır sonra görmeliydim seni. |