Gül Bahçesinde İnsan
Güller, sessiz sabahların şarkısını söyler,
Yaprakları arasında saklı binlerce sır. Kırmızı, beyaz, sarı; her renkte bir umut, Güneşin ilk ışıklarında açılan kalpler. İnsan da bir gül gibi, dünya bahçesinde, Kimi zaman solgun, kimi zaman capcanlı. Hayatın dikenleriyle yaralanan teni, İçten içe büyüyen güzelliğini saklar. Gülün kokusu gibi, insanın ruhu da, Anılarla dolu nazlı meltemle savrulur, Sevgiyle beslenir ve nefretle kurur, Hapsolmuş yaşamın döngüsünde naifçe. Gülün yaprakları dökülürken yavaşça, Zamanın elinde, insan da yaşlanır. Kırışan yüzlerde saklı binlerce hikâye, Gözlerde parlayan; yaşamın yansıması. İnsan da kırılgan bir gül gibi, Güzelliği kısa ömürlü ancak derin. Gül solduğunda bile, hatırası kalır, Kalplerde açan bir çiçek misali. Ama unutma, güllerin de dikenleri var, İnsan kalbi de acıtır, incitir bazen. Sevgiyle açan, öfkeyle kapanan, Bu çelişkili dans; yaşamın özü. Güller ve insanlar, birbirine benzer, Hem güzel hem acı, hayatın içinde. Dikenler ve yapraklar, hepsi bir arada, Gül bahçesinde insan, düşlerde yeşeren. |