Rengarenk
Kahverengi tepeler,
Karlı dağlar, Kınalı dağlar, Mor dağlar. Bazen kül rengi, Bazen gri Haşmetli gökyüzü Ve bembeyaz bulutlar. Renkler Ve rengarenk tabiatın paletinde; Sarı, beyaz, kırmızı, mavi, pembe ve eflatun, Ve yeşil Bilcümle çiçekler, Cümbür cemaat insanlar Ve renk cümbüşü duygular. Çıldırmamak, Elbette elde değil, Ağlamamak sonra. Tutulmamak yeryüzüne, Görememek gerçeği, Sevememek ya da... Mümkün görünmüyor. Nefretle, öfkeyle, hasretle Ve şiddetle, Biraz romantizm, biraz realizmle, Biraz sevgi, biraz aşk, biraz tutku Altı üstü yaşamak derken geçip giden ömrümüzde, Bir ara soluklanıp, Telaşlardan arınıp, Duyabilsek ve izlesek yeryüzünü, Belki neden yaşadığımızı da anlardık. Neden ağladığımızı, Neden her sabah içimizde Onulmayan buram buram hüzün olduğunu, Her gece neden yeminler edip Her sabah bu yeminleri bozduğumuzu Ve neden renklere bu kadar tutkun olduğumu. Kim bilir? Yıldızlarda değil de dünyamızdadır belki, Asırlık bilmecelerimizin çözümü Ve kadim sorularımızın cevapları. |
sonsuz saygımla