RUBAİLER-2
Ey sevgili gül yüzün aydan güneşten güzel
Yüregindeki alev yanan ateşten güzel Nur getirir seninle dogan güneş aleme Her zerresi manevi hakiki düşten güzel Saraylarda oturup ipek şal dokutanlar Kalana rahmet deyu vasiyet okutanlar Mermerler süsleyecek bir gün mezarınızı Bu lafım sözüm size dünyayı kokutanlar Hakk emredince daglar dumana bürünür de Sular elsiz ayaksız arkında sürünür de Ey insani mahlukat kör müsün saĝır mısın Burası fani dünya bir şey yok görünür de Yalan dünyayı baki, ölümsüz zannedenler Müptela olma bura, kokacak gül bedenler Isterseniz hokkabaz istersen yobaz deyin Bu yol tek gidişli yol döndümü o gidenler Kimisi diyecek ki bu sözlerin cok yersiz Bu dünya bir tiyatro senoryası perdesiz Ey topragın altıldan habersiz yaşayanlar Kapıyı çalmaz ecel geliverir habersiz Ezrail kendi gelir ne mektup gerek ne pul Beş metre kefen yeter ne çanta al ne bavul İnci gibi bedenin topraĝa kuvuşunca Sakın ha heveslenme ne zurna çal ne davul Bak bir kaç şiir yazdım belki doyurdum seni Dinsizlerin içinden çekip ayırdım seni Haruni den bu kadar yola revan olasın Ne sana torpil geçtim ne de kayırdım seni HARUN YILDIRIM |