Aşk diyorum
Mevzilerim talan edilmiş
Yılan eğrisi Sevgiye giden her yol Ulufe değil istediğim Ram olduysam bir yüreğe Bir nisyana gebeyse isyanım Canımı yok saydığımdan değil Sevdamı hak saydığımdandır Gem almaz olmuş gönül atı Geride koymuşum naz makamını Nazara gelmiş uykularım İçimde yetimliğimden kalma bir sızı Ondandır Gün geceye kavuşmadan ölmelerim II. Miras yedi değilim Can çiçeğim demişsem Bil ki Daha sen solmadan Toprağa düşer canım * Kırmızı kadife bir kutu Diz çökmüşüm önünde Yardım et ne olur Yüreğinle dokun yüreğime Uçup gitsin kekeme hallerim IV. Gözlerim senin şehrine bakıyor Kalbimde kıskanç bir çığlık Bir müzayede salonunda Ederime değer biçiliyor Yetersiz bulunuyor Yandığım ateşin derecesi V. Aşk diyorum aşkın sahrasındayım Aşk diyorum aşk ağır geliyor aşkar atıma Aşk diyorum susuyor firavunla Musa Aşk diyorum boyun büküyor Muhammed’le İsa Aşk diyorum Ateş kuşları dönüyor başımda VI. Sessizliğin sensiz kıyılarındayım Başımdaki ağrının sebebini biliyorum aslında Razı değilim sensiz hiçbir mevsime Görünmez bir şiir yazasım var Acıyan içime avuntu olsun diye Bir yurdum insanı Nedir bu halin diyor İnşallah bulursun aradığını Ve dahi Neşet baba diyor Anlıyorum Anlıyorum ki kama yarasının fermanı Aşk yarasına derman olmuyormuş VII. ‘’Dost kayadan sular akar Ondan içen çile çeker’’ Kanat kanada uçuyordu bir çift çekirge Kaderine küsmüştü Yuvaları bozulmuş bir çift kaplumbağa Lanet olsun kapımdaki talan mevsime Farkında değildim zamanın İmansızdı temmuzun sarı sıcağı Sevdanı neye benzettiysem Hep bir eksikti attığım adım Ki sen olmadan Hiç tam olmayacak eksik yanım VIII. Böyle hükmetti heceler bu akşam Nasip kısmet İlk akşamdan doğdu ay Kan damlıyor sinemdeki mühründen Aslı olmayanın asaleti de olmazmış ya Bir şafak vakti Çıkıp gelsen can otağıma çok sevinirim belki de? IX. Aşksın sen desem Perde çekilmemiş penceremsin Seni sence yaşıyorum desem Bulut olsan öksüz gökyüzümde Eşlik etsen gözlerimin yağmuruna Bir selamı hak sayardın belki Unutma Cennet de cehennem de bu dünyada X Tam mevsimi Resmin değil de sen olsaydın karşımda Seni düşlemek yerine Seninle yaşlanmak gibi olsaydı hayat Seni düşünmek Döşümde bir filinta kurşunu olsa da Yetimlere yar olmaktı seni düşlemek XI. Vakti nöbet, ateşler içindesin Sarı tütün rengine dönmüş dudakların Duyarım kulaklarındaki balyoz seslerini Keşke ben yazmış olsaydım kaderi İşte o zaman gönlüme yar etmezdim Aklımı üşüten nefesini Mum ışığı gibi titreyen sesini Biliyorum Hep böyle olmayacak Yarın sabah serçeler konacak pencerene Biliyorsun sermayemiz sevgimiz Haydi, kalk yerinden Elim hep ellerinde sakın unutma , XII. Hatırlar mısın? Hani bir gün Bir gün değil ki Her günümü adamışım ben sana Ne olursun uyan Uyan uyuduğun karanlık uykulardan Martılı bir sabaha uyandım bu gün Denizimiz yok bizim diye şaşırdım Ve hayra yorup gördüğümü Bir dilek tuttum Tadı olmasa da damağımın Huzurla oturdum kahvaltıya Üzülme sen İnan ki yok benim ateşim Karda kalmış gibi üşüse de parmak uçlarım Bir ilaç alıyorum sana yazılmış reçeteden Kaynayan çaydanlıktan Bir keyif çayı koyup Hasret havasıyla dolduruyorum ciğerlerimi XIII. İşte böyle Memleket gözlüm desem Gel otur şöyle yanı başıma Ucu pambıklı bir cığarayı paylaşıp Yad edelim rahmetli Nuh amcayı!! Olmazsa kıskançlık üstüne de bir şiir yazarız *Sakın ha yalnız kaldığını Ve Bir başına yandığını düşünme* |
Destan yazmışsın üstad yarısını okumaya daha sonra gelecem🙈
Çoktan çok idi 👏👏👏