HOYRAT ELDE BİR GELİN
Bu civarda doğanlar, temelli borçlu mudur?
Her kuşak ağaların emrinde çalışırdı. Ekenekte bir taze, esir mi, suçlu mudur? Koskoca küfesiyle, yaz boyu yük taşırdı. İftihar belgesiyle satıldığından beri Avare iş buyurur, cebren akıl verirdi. Fellahlar ya besleme yada cariye derdi. Şu mekruh isimlerden nasıl kurtulacaktı? Ezberine kazmışken hayat hikayesini Gerdanında taşırdı Atatürk’ün resmini İlim ile, irfanla doldurur heybesini Habis din tacirleri, müşrikler sataşırdı. Şu Nemrut’un düzleri, yamaçları yetmezdi Bağnaz eşkıyaların vurgunları bitmezdi. Köşe-bucak gizlenen yuvasız öksüzleri Ana gibi sevgiyle, şefkatle kucaklardı. Ahali bekliyorken Mehdi’nin dönüşünü Hoyrat elde ne varsa, zaten bölüşülmüştü. Mazlumların payına yine sefalet düşmüş Tescilli fetbazlara köle mi olacaktı? Satır satır bilse de medeni haklarını Düşünceleri abes, konuşması yasaktı. Halbuki tek arzusu insanca yaşamaktı Yüreği kan ağlarken, nasıl susturacaktı? Bu diyarda kim duyar, vicdanının sesini? Ağalar ferman yazar, çeteler kol keserdi. Bir gelin cehalete, gaflete göğüs gerdi. Müspet düşüncelerle sarsılmaz gücü vardı. 26 Nisan 2024 / Ömer ÇELİK |
Tebriklerim ve saygılarımla.