İSTANBUL PEMBE (47)Şiirin hikayesini görmek için tıklayın „Siz kimsiniz?
Seçmenlerin oylarıyla belli bir süre için görev verilen bir siyasetçisiniz. Görev süreniz tamamlandığında yeniden seçim yapılınca siyasetçilerin geleceğini yine seçmenler belirleyecek ve halk bitti derse bitecek. Sizin önerinizle yapılan anayasal düzenlemeye göre üçüncü kez aday olmanız olanaksız olduğu halde, ana muhalefetin size “mağduriyet kazandırmama” gerekçesiyle buna sessiz kalması yüzünden, geçen yıl tekrar aday olup seçime girmiş olabilirsiniz ama bu hukuksuzluğu yok etmez. Üstelik TBMM erken seçim kararı almadığı takdirde, bugünkü koşullarda yeniden aday olmanız olanaksızken geleceği kendinizin belirleyeceğini söylemeniz, milletin vekillerinden oluşan ve duvarında “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” yazan TBMM’nin, dolayısıyla milletin iradesini yok saydığınız anlamına gelir. Herhalde anayasayı sürekli çiğneyerek hukuk devletini yerle bir etseniz de iktidarı korumuş olmanızdan güç alıyorsunuz. … Bir de son soru: Bu kadar zikzaklama başınızı döndürmüyor mu?“ (21 Nisan Pazar günü Sayın Zülal Kalkandelen’in Cumhuriyet Gazetesi’nde „BİZ BİTTİ DEMEDEN HİÇBİR ŞEY BİTMEZ“ adlı köşe yazısının ilk ve son paragrafıdır. Yazının tümünü okumanızı öneririm.)
Denizdibi’nin en kodamanı,(*)
ince-narin-uzun bacaklı, kafası büyük beyni küçük, ön iki kıskacı en kuvvetli ve kocaman, bedeni muazzam zıhlarla örtülü, bölük-pörçük olan omurgasız bir İSTAKOZ’a yengeç aşık olmuş ve onunla evlenmek istemiş. İstakoz da “Olur!” cevabını vermiş, ama bir şartı varmış bu beraberliğin; “yan-yan vede zik-zak yürümiyeceksin!” Ne yapsın yengeç -oda omurgasız- sevda bu, ölüm ile çilemi çekecek; “Olur!” demiş rızasız. Bu büyük ve iktişamlı, kuvvetli ve kibirli hayvanı sevdiğinden, -mi neden?- yan-yan gideceğine başlamış burnu-dikine yürümeye. Takada-tukada’larla günler mutlu geçiyormuş, ama ne olduysa-olmuş; başlamış yengeç yine yan-yan yürümeye; “Aman yengeç kardeş ne oldu hani burnun-dikine gidecektin?” “Boşver be ahbap, bir aşk uğruna ömür boyu, sarhoşmu yürüyecektim?” olmuş cevap. Anlayana davul zurna saz, anlamayana benim şiirlerim az. Eeee, anlayın biraz! (*) İSTANBUL PEMBE şiirleri hayvanlar için yazılmıştır. İnsanların alınmaya asla ve asla hakları yoktur. |