Beklerken
Koltuğa oturdu ve onu bekledi,
Günler, aylar, yıllar geçti, Ama o geri gelmedi Nasıl acı çektiğini kimse bilmedi, Duvarlar dillenmedi Gözler, sözler ve ruhu nemlendi Ama kimse onun, Neden acı çektigini bilmedi Bir kanıya vardı birgün Hüzünü yüreğine gizledi Hassas yüreğine söz geçiremedi Oturdu, bekledi banklarda İstilaya uğramış sokaklarda Kar yağmış şakaklarda Şarkılar söyledi Mevsim dört dedi Ve hiç bir şey bilmeden Korkmadı ölümden Sihirli bir elin, Yüreğine değmesini bekledi İmparatorluklar gibi yılınca Dağılıp, silinip bitti İşte o zaman Çaresizligin ne olduğunu öğrendi Oysa kendisi hayata öğretmendi Mevsim gereği Güller açtı Çimenler büyüdü Nisan da dereler gürüledi Varlık zenginliğini El kiri bilirdi Yel gelip tozunu bile süpürdü, Sel gelip geri kalanını alıp götürdü O ölünce, o da ölünce Son görüntü de gözden yitip gitti Anladı ki, Sevgiden başka her şey bir hiçti Beklerken, ömrü tükenip gitti Sosyolog Hasan Hüseyin Arslan - Koblenz- Linz - 14.03.20224 |