duymadığına sevindim bir tebessümün kırılırken çıkardığı sesi gölgesi çelikten benimle ortak olmadı hiç dünya etkimiz ikna etmeye çalışıyor başka düşünmeyi dünü hatırlamak ağlatıyor bugünü suyun yolunda aktığı yok ruhumu soyunup değiştiremem kalbimi ise hiç bize teğet geçen hayat yüzümüze bakan çıkmaz sokak kadim bir ağaç gördüm dibine gömdüm gözlerimi o gün bugündür hiç merhamet etmeden kendime sırf nimete şükür olsun diye sırf herkes gülsün diye kırılan kollarımı askıya astım cimriydim sevmekten yana cömert acılarım vardı kafamın içinde çıkamadığım bir yolculuk biletim çoktan kesilmiş istasyonu çoktan geçmişim çizivermişler üstüme ceketimi sık sık bir nehir içmişim susuzluğuma çöl bir hâlin reddini dile getirip
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
çelik çomak şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
çelik çomak şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Geçmiş olsun ağaca Aşktan kırılan dalına rağmen Düne göre daha iyi
Dünkü şiirimde bu vardi, sonra görünmez oldu, şiirini okuyunca geldi, yazmam lazımdı, dolaşımdaki kelimeler uykuda rüya biçiminde gündüz rûya biçiminde, şiirde ağaç biçiminde olageliyor. İlk şiirine yazacaktım, kısmet, kader ve tevekkül, güzel şeyler, şiirin doğa.
Diğer şiirimi de ihmal etmeden yapmış olduğun yorumun için öncelikle teşekkür ederim.
Varlığımı bir ağaç gibi hissettiğim anlar çok oluyor. Bu duyguyla hemhal olunca haliyle tabiata dair i mgeler şiirde yerini alıveriyor. Sonrasında benim de bir müdahalem olmuyor buna.
Bu şiirini de çok sevdim Enûma. Dünkü şiirin ağır havasının yanında; bu şiirinde gelişine güzel, kayıtsız, vurdum duymaz bir asilik hakim. Gelen geçen bir çizik atmış ama yine de pes etmemiş, yoluna kaldığı yerden devam etmiş. Birçok şey uğruna dirseğini çürütmüş ama bana mısın dememiş. Varsın -sevmekten yana cimri olsun- be Enûma.
‘Sevmekten cimrilik’ belki de bunu göstermemekten kaynaklı bir ifade ediş şeklinde yerini aldı şiirde.
İnsanın bazen kendiyle baş başa, teke tek bir mücadeleye giriştiği anlar oluyor. Bu şiir de işte tam da o anlardan birinde doğdu. Bu satırları kıymet verip okuman, iki şiir arasındaki duygu iniş çıkışlarına işaret etmen, ayrı bir zariflik...
cimriydim sevmekten yana cömert acılarım vardı kafamın içinde çıkamadığım bir yolculuk biletim çoktan kesilmiş istasyonu çoktan geçmişim çizivermişler üstüme ceketimi sık sık bir nehir içmişim susuzluğuma çöl bir hâlin reddini dile getirip...
Aşktan kırılan dalına rağmen
Düne göre daha iyi
Dünkü şiirimde bu vardi, sonra görünmez oldu, şiirini okuyunca geldi, yazmam lazımdı, dolaşımdaki kelimeler uykuda rüya biçiminde gündüz rûya biçiminde, şiirde ağaç biçiminde olageliyor. İlk şiirine yazacaktım, kısmet, kader ve tevekkül, güzel şeyler, şiirin doğa.