Ne Bilsin
Kaybetmeyen ne bilir sevdanın acısını
Ne bilir yaralar yoksa sol yanında Acımamışsa yüreği başkasına Bilmez misin İnsanı vaz geçişler öldürür Ne bilsin düşüpte kalkmayan Rüzgarların sesini Göğün mavisini Denizin türküsünü Fısıltısını ormanların Çiçeklerin çığlığını Vaz geçilmemiş aşkı Ne bilsin yaşamayan sevdayı Sevmek teslim olmak değil ki Özgürlük sevda Çünkü sevda iyileştirir yaralarını İnsan alır insanın acısını Öyle yavaş yavaş değil Değiştirir sevgi Hem devrim devrim Gürül gürül yani İklimini yitirir de mevsimler Bölüştükçe büyütürsün yüreğini Ne bilsin ölümü bencil olan Kendine yandıysa Ölen değilse derdi Yalnız kalışına Duymaz bittiğini bir öykünün Nefes almadığını Mezarda çiçeklerin Dirilmediğini çocukların Bayraklar asıldıkça Ne bilsin yalnızlığı anlamayan Göğsünde sevdası ruhuyla tanışmayan Tek kalmak değil a yalnızlık Çoğalmak kendinle Tanışmak yüreğinle Hele geceyse Susup da içine Ar edip sözleri Çoğalmak şiirlerle Ne bilsin kavgaya inanmayan Bölüşmemişse yoksulluğu Son lokmayı Sabahla ilk gülüşü Günü Güneşi Kışta ayazı Koparmadan sevmişse papatyayı Vazgeçer mi yaşamaya inadı Ne bilsin sevmeyenler vedayı Kalmaların gitmekten çok acıttığını Beklemelerin ölümlerle yarıştığını Sırça sırça kırıldığını kadranın Dakikaların asırlara uzadığını Her vedanın aslında bir ümit taşıdığını Ne bilsin yaşamayan Mutluluğun günah olmadığını Madem ki hayatı veren Tanrı Ölüyorsa çocuklar Söyle hangi savaş haklı Ne bilsin görmeyen denizleri Mavinin kızıllar kuşandığı akşamı Dağlarda rüzgarı Ormanın sesini Vakitli düşmüş yaprağın çıtırtısında Doyduğunu toprağın Filiz filiz açan baharı Umudu diyorum yani Yeniden uyanmayı Dimdik durmayı Sindiripte hayını Ne bilsin görmezden gelenler korkuyu Özgürlüğü tadan bilir korkuyu Susmak tercih değilse Susturulmanın acısını Tek tek yakalanıyorsa dar sokaklarda Tek tek öldürülüyorsa düşler Çocuklarla birlikte Yanıyor da Madımak Madımak Misketler dökülüyorsa cebinden Çarpılanmışsa kapısı Ne bilsin umudu Vazgeçtiyse yarından Sustuysa satılırken toprak Ne bilsin beklemeyen toprakta tohumu Karanlıkta şafağı Ne bilsin demekte haksızlık bilene BİLMELİ İNSAN SEVMEYİ Hem özlemeyi bildiği kadar Bilmeli sarılmayı Düşünmeli acıtsa da İnanmadan anlatılana Korkmadan kavgadan Yılmadan yani yarından Şiirden Düşlerinden kaçmadan Aslında aldanmadan Usanıp yalanlardan BİLMELİ İNSAN OLAN AHMET GÖÇER |