Deşt i Kıpçak ellerine
Camda gördüm anlık
Demir gibi düşünceleri Kırım’dan Biraz yoksul atlar ile Sakızlı ve tütün kokulu ceplerinden Gizli ummanlar umutla doğar Manasız nice güneş kovuklar içinde batar Geldin ve hoş geldin Tarlaya adım atınca çeşme Sümbül etrafında pür neşve Ayaz mavi leğenin göbeğinde Kalıp sabunla dans ederken Yahut kırmızı fistan al yanağa batar Önünde şems arkanda yadigâr Vur kırbacı ötsün dağlar Nehirler alkış tutar kervanına Candan bir merhaba bizden sana Camda gördüm elinde küçük şapka Adını söylediler utandım bakmaya Sarı saçlarına tarak damga Mis gibi yakışmış gonca gözlü atlara |