Afet İnce Kırat ’( Kapılar ve Duvarlar)Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Anılmak yaşamak gibi güzelse unutulmak ölmek gibi acıdır. Balsa ağacından yapılmış bir sandık içindesiniz. Kurudukça kendi kendine sıkışan, sizi yokluğa mahkûm eden, hareketlerinizi kısıtlayan. İçerisi zifiri karanlık, kabir kadar sessiz… Arada uğultular geliyor ama ne kuşların cıvıltısı, ne rüzgârın uğultusu, ne çocukların kahkahaları, ne yağan bombaların sesleri seçiliyor. Zaman ve renkler yok, sonunun gelmesini beklediğiniz, sadece bir boşluk. Sonra bir gün başınızın üstünde inceden çok inceden bir çıtırtı duyuyorsunuz. Gerçek mi değil mi onu bile anlamanız mümkün değil. Doğal olarak gözlerinizi yukarıya çeviriyorsunuz. Belli belirsiz de olsa serin toz zerrecikleri dökülüyor kirpiklerinizin arasından. Kan çanağına dönen, sönmez sanılan ama sönmeye titrek bir mum ışığı kalan tozlu aynanız yanıyor. Değil mi ki ilaçlar acı da verir, değil mi ki sabretmek gerek, değil mi ki umutlar her zaman geri çağrılmayı bekliyor sesleniyorsunuz üstünüze peri tozu serpiştirene. - Haydi, gayret, çabala! Durmak yakışmaz sana, yok olmaya beş kala… Bir buçuk dizenin kuyruğuna bağlayıp anıları çıtırtıların çoğalmasını bekliyorsunuz. Geç de olsa görünür bir küçük gün ışığı… Önünde arkanda duran sahte kabadayıların yapamadığına, yapmak istemediğine veya kutuya sıkışmış olduğunu bile fark etmeden yaşadıklarına üzülürken küçücük bir tahta kurdu larvası ışığı gösteriyor. Biraz daha beklemek gerekiyor ama inancı kaybetmeden. İsterim ki küçük larva hece işli kanatlara kavuşan bir kelebek olsun göklerde salınsın. Teşekkürler genç kardeşim, minnettarım. Afet İnce Kırat tarafından 24.10.2023 08:47:16 zamanında düzenlenmiştir. Kapıların ve duvarların suskun şahidi, Bu caddede ağırlığını hisseden insan, Benim duygusuz bakışlarımdır. Özellikle camları kapatırım bu caddenin, Salonumda açılmayan bir çiçek gibiyim, Soğuk vuruşlarda başlar, işte bir şiir, Ve ellerim, ayaklarım başlar anlatmaya, Yatağımın bozulmuş tarafında her şeyi, Gözyaşlarım delik deşik. Karanlık yırtılır, hey, yanaklarım serin, Ellerim, ayaklarım taciz edilir, Bacaklarım arasında gözyaşı ve lekesi, Bu sabah ağırdır, çok ağırdır, Kalbimin içinde kötürüm ruhlar, Bir lotus ağlar, bir lotus daha, Bir an, gurursuz şarkılar söylerim, Çırılçıplak şarkılar, dilimde yaralar açar soyunarak, Bir çığlık, örgütlenemem, Budala bir dudağın ıslak bağırışı olurum, Gözyaşlarım ete bürünür, ritimsiz sessizlikle geceyi alaşağı ederim. Uçurumun kemikleri sızlar, düşmek neden bu kadar kolay, Etimin renginde şafağın ağır yüzü, Uyanmak zorundadır, kimliğim boynumda, Yüzleşmenin kirli izi. Son kez ağlamam, bağdaş kurarım, Saçlarımı düzeltirim. Ben, Allah’ın kabul etmediği ağır bir tablo gibiyim, Renklerimin görüntüsü bozulmuş, taşınmış bir orman resmi, İndirilmek için resmedilmişim, içimde şeytanın soluğu, Duvarları baltalamam gerekiyor, düşmeyi bilmem, Düşünce kalkmam gerekiyor, Beni yaratanı düşünüyorum, duvarlar gülümser, Duvarlar büyük gülümser, karşılık veremem. Sesim duyulmaz, boğazlarımda karanlık ortancalar, Kanatsız akşamsefaları, ağlamaklı olurum. Böyle ölmeyi istemedim, ağaçları duyarım, Ağaçların kuşları ıslak, nereye uçacaklarını bilmezler, Ruhları aynı şarkıyı hep söyler, Ama aynı şarkıda uçamazlar, kuşlar yaprakların, Ağaçlarını unutmak ister, çağı yorgun, çok yorgun, Ağaçları duymazdan gelirim, ağaçların gömüleceği bir mezar olurum, Kendimi bırakırım, kendimi ve peşimi. Kabrimin üzerinde bir salıncak, nedenini bilmiyorum, Ayak bileklerim ağrır, karanlığın yırtılması diye bir şey vardır, Kan süzülür, kan nereye akacağını çok iyi bilir, zaman, Zamanını kaybetmiş, ellerim bir çiçeğin cesedi olur, O küçücük uzun ellerim. Yine son kez ağlamam, ayağa kalkarım, omuzlarımı düzeltirim. Aşk, derim, bir ah, bir teşekkür, hiç gitmez aklımdan, Hayat olsa gerek, biraz toprak rengindeyim, biraz mavi. Muhacir olurum, bulut olurum, kuş olurum. Beynimde oluşan hasar, dehşet sevici, Sarılayamam kendimi, öğütülmüş bir yüzün içine karıştırırım yüzümü, Aşırı kaybederim her şeyi ve seni. Kapılar ve duvarlar daralır, kilit üstüne kilitlenir, Caddeler insan olur. Sahi, ben kimim, kim olurum... Not: muhacir. kilit”e şiirinden ilhamla sevgili ablama ithafen "Kapılar ve Duvarlar |
Sayenizde şiire emek vermiş usta kalemi tanıma olanağı oldu.
Saygılar sunuyorum