Ölü Çocukların Ülkeleri...
Yaşanan zulme ses çıkarmak adına yeniden eklemek istedim, affola...
Ölü çocukların ülkeleri… “Ceset kokularına karışır korkularım, Demir yığınlarının çiğnediği siyah beyaz şehirlerin kan kırmızı sokaklarında…” Sen, ben, hepimiz ve hatta kendileri bile uyurken Ejderhalar çıkıp geliyor masallardan, mahallenin pencerelerine gecenin her yarısı, Bebeklerin düşlerine ateşler düşürmeye… Göründüğü gibi değil her şey artık, Hiçbir şeyden hiçbir farkı kalmadı dünden kalan her şeyin… Uzak zamanlarda sabahlar oluyor yine, Bütün geceler kendi aydınlıklarında boğuluyor birer birer, Körpecik çığlıkların üzerine Tazecik güneşler gelip konuyor, Masumiyet denen iğreti elbiseler içinde uyanıyor çocuklar taş ve sapan kokulu sokaklara, Hiçbir acı başkasından acı değil artık, ama hiçbir acı da daha acı olmayacak Dünden kalan her şeyden… Yine rüzgarlar geçiyor limon ağaçlarının nefesinden, Ama kuşlar konduğu dalları bulamıyor Aynı gökyüzünün bir başka sabahında. Bir kıza Bir kadına vurulmak Silindi akıl denen hayat kitabının sayfalarından, Artık varsa yoksa vurulmak, Vurulmak Vurulmak ve hem de yeni bir hayata başlamadan, Gri sokakların yıkılmış duvar diplerinde. Birden bire, Birbirine yaslana yaslana yıkılır duvarlar kendi kendine, Ama acıyla, ama sancıyla, Kendi kendine Ve kendi kentine… Kendine ihanettir bilmez misin? Kentine ihanet… Serçe yavrularının anneye açılan ağzı gibidir Avluyu hayata bağlayan paslı teneke parçaları, Ve çığlıkları yırtıyor bombaların sessizliğini limon ağaçlarının gözyaşlarına karışıp, Ne hayatlar sahibini terk ediyor zamanlı zamansız, Kimi çocuk, Kimi daha çocuk Ve hatta kimi bir diğerinden daha çocuk. Duvar dipleri can pazarı, oyun yeri, panayır Saklambaç oynanır demirden kuşların altında, Yakalanan vurulur… Kim koruyacak çocukların yanık tenlerine saklanmış saman sarısı yüreklerini? Yine ağlayacak hepsi hepsinden daha fazla, Yine büyümeyecek hiçbiri birbirinden daha az, Yine koşacak mayınlar ve çiçekler arasında Kendi ülkesinde kendisinin olmayan askerlerinden korkarak… Ve yine… Bir başka zamana kalacak intifada… Ölüm acıdır, Kimseler söylemedi ben kendim gördüm Herkesin gördüğünden çok daha az… |