Dilinin ucundaki
Bazen bir şeyleri anlatmaya çalıştığın zamanların,
gölgesi düşer günlerine. Dilinin ucunda bir suskunluk birikir, kıpır kıpır bir kan yığını atıp durur içinde. Diyemediğin o hasret cümleleriyle kapanır, perdesi ömür tiyatrosunun. Sonların başlangıçlara çok borcu vardır, gidenler arkalarında pişmanlıklar bırakır. Ama çekinmeden söylediğin türkülerin, Haykırdığın tiratların ve yazdığın şiirlerin bir yerlerde yankısı, yollarda izleri vardır diye usanmadan bırakırsın kâğıtları denizlere Bazen bir şeyleri anlatmaya çalıştığın zamanların, gölgesi düşer günlerine. Dilinin ucunda bir suskunluk birikir, kıpır kıpır bir kan yığını atıp durur içinde. Bir faydası yok sandığın, “Nasılsa kimse duymaz, okumaz, anlamaz”dediğin, nice cümleler büyüdükçe büyür, bir yerlerde filizlenir… Bazen bir şeyleri anlatmaya çalıştığın zamanların, gölgesi düşer günlerine. Gölgeler de lazım bize güneş de Dilinin ucundaki suskunluk… dağılsın artık. |