BağışlayınBendeki bu yorgunluğu bağışlayın ne olur, Yürüdüğüm yolun çilesi ağır ve sanki uzadıkça uzuyor ömrümün geri kalanı, bilmem bu ağlamalarım boşuna mı? Kaya gibi sert bakışların altında ezilirken kalbim, kaç kere karanlıkta kaldı çocukluğum, kim bilir? Bendeki bu duruşu bağışlayın ne olur. İnsan, yoksunlukta nasıl davranması gerektiğini bilemiyor, ki yoksunluk; sevgisizlik ve solan çiçekler, bazen de cevapsız kalan samimiyetler… Karanlıkta kaldın ey gençliğim! Dünyada kaç gece susmayan bebeklerin iniltisini duydun, tazecik ellerinden bir şey gelmeden büyük evlerde oturdun, içinde biriken şaşkınlığa ağladın belki… Bendeki bu yorgunluğu bağışlayın ne olur, Yürüdüğüm yolun çilesi ağır ve sanki uzadıkça uzuyor ömrümün geri kalanı, bilmem bu ağlamalarım boşuna mı? Geç mi kaldın ihtiyar yüzüm, kırışan öfken mi, paçavra gibi atılan ümitlerin mi? Menfaatçilerin treni durmuyor artık gönül durağında, yoksa hâlâ para ediyor mu çabaların? Bendeki bu cenazeyi artık kaldırın, dünya yorgunları daha fazla kaldırmıyor, hassas kalplerin yerini, eze eze narsistler, benciller, korkaklar ve omurgasızlar dolduruyor… |
dünya yorgunları daha fazla kaldırmıyor,
hassas kalplerin yerini, eze eze narsistler, benciller, korkaklar ve omurgasızlar dolduruyor…
Severek okudum iyi insanları dünya hep ezer nedense düzen böyledir
Değişmez değiştirmek isteyenler hep acı çekmiştirler herkesin tarafı
Belli olması içindir belki de gönülden tebrik ederim saygılarımla