BİR AYRILIĞIN ANATOMİSİŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Sevgili Dostlar,
Bugün sizlere içsel çöküşün ve ayrılığın derinliklerine inen biraz uzun bir şiir sunuyorum: "Bir Ayrılığın Anatomisi." Bu şiir, duygusal yoğunluğu, içsel mücadeleyi ve umudu bir araya getirerek kaleme alındı. Aşkın ve ayrılığın karmaşıklığına dair içsel bir yolculuğa çıkmaya hazır olun. Şiirimiz, aşkın heyecanını, kaybın hüsranını ve umudun doğuşunu anlatıyor. Kelimelerle dokunan bu şiirde, hislerimizi ve düşüncelerimizi en derin ve içten haliyle ifade etmeye çalıştım. Müzik önerimiz ise bu şiiri daha da etkileyici kılacak nitelikte, şiirle bütünleşerek duygusal bir yolculuğa çıkmanızı sağlayacak. Sizleri, bu içsel keşif yolculuğuna davet ediyorum. Umuyorum ki bu şiir, duygusal bir deneyim sunar ve ayrılığın, umudun ve içsel mücadelenin insan ruhunu nasıl etkileyebileceğini anlamanıza yardımcı olur. Sevgi ve saygılarımla,
I-TERKEDİLİŞ
Arkasından bakakalmıştı adam, sözleri bitmemişti. Sadece "Dur bir dakika" diyebildi, Sözcükler kalabalık içinde uçtu gitti. Hissediyordu, bağırmalıydı, yetemedi gücü söze. Sol eli indi yavaşça masanın üstüne, "Dur bir dakika," diye fısıldadı tekrar hüzünle, Kimse duymadı onu, kayboldu kalabalık şehirde. Dibe çökmüş gibi hissetti adam, yüreği taş kesmiş gibiydi, Tükenmişti sanki, Sandı ki o an kıyametiydi. Önünde duran bardağın buğusuna yazdı, Kadının isminin ilk harfini. Gözü takıldı diğer masadaki insanlara, Mutluydu herkes, sanki nispet yapıyorlardı ona. Bildiği tek şey ,gitmeliydi bir an önce oradan, Boğulduğunu hissediyordu, insanların mutluluğundan. İstiklal Caddesine çıktı ,hesabı ödedikten sonra, Aşağıya mı gidecekti yukarıya mı yoksa. Bir yönü seçmek ,ne kadar amaçsız ve saçma gelebilirdi insana. Ağır gelmişti yaşadıkları;bağırmak istiyordu, Hatta, Bir çocuk gibi ağlamak istiyordu, hıçkıra hıçkıra. Derin bir nefes aldı, karar verdi yönüne, Taksim’e çıkacaktı, gidecekti sevdiği kadının evine. Konuşacakları vardı, anlatmalıydı , Bitecekse bile ,bu şekilde sonlanmamalıydı. Cebine götürdü ellerini, bir sigara içmesi lazımdı, Boş cepleri ona ,geçen hafta bıraktığını hatırlattı. Bir masal sona mı ermişti sessizce bu gece, Düşündükçe sönüyordu yıldızlar içinde. II-DİRENİŞ Taksiyle gidiyordu kadının evine doğru, Zihni yüzlerce soruyla doluydu. Evin önüne geldi adam, baktı ışık yanıyordu. Aşağıya mı çağırmalıydı ,yoksa yukarı mı çıkmalıydı. Telefonla haber vermeyi tercih etti, Kadının sesi soğuktu ,zor ikna etti. Sordu kadın “Hayırdır neden geldin, az önce ayrıldık seninle.” “Yürüyelim mi?” dedi adam ,”Konuşmam lazım seninle.” Yavaşça dans ederken sokakta gölgeleri, Karanlık kadife gece gibi örtmüştü her yeri. Yürüdüler sessizce, karanlıkta kaybolan iki yabancı gibi, İkisi de sessizdi duygusal bir yıldırım çarpmıştı sanki. Sözcüklerle ifade edilemeyen bir acıyla dolu, Anlam yüklemeye çalışıyordu adam ama anlayamıyordu. Bir umut belirdi , son bir kez belki de, Dudaklarından dökülen sözlerle, "Neden?" dedi kadın, titrek bir sesle. Adam sessizce başını salladı, yıldızların altında, Kaybolmuş aşkın hüsranını taşıyan bir bakışla. III-YÜRÜYÜŞ Bomboştu sokaklar, sessizce yürüyorlardı. Bir müddet sonra adam konuşmaya başladı; "Anlamıyorum," dedi, "Neden bitiriyorsun ki?" Kadın sessizdi, uzaklara bakıyordu gözleri. Bir an durdu, derin bir nefes aldı, "Sadece hissetmiyorum artık," dedi nazikçe, Adamın içinde bir boşluk oluştu, anlam verememişti bu söze. "Ne demek hissetmiyorsun?" diye sordu hızlıca, “Kafam çok karışık “ dedi kadın, “Çok zor oldu hazırlamam bu duruma ” “Lütfen anlayışlı ol ve yardım et bana.” Adam bir şey demedi, öne eğdi başını, Ona kim yardım edecekti, onu kim hazırlayacaktı? Acımasızlık değil miydi bu, yok muydu hatırı geçen yılların? “Dinliyor musun beni?” dedi kadın. “Bu kadar kolay mı elveda demek? Bu kadar kolay mı bunu kabullenmemi beklemek?” Hissettiği acı dayanılmazdı, adamın gözlerinde hüzün belirdi, "Yani hiçbir şey yaşamadık mı senin için?" dedi, titriyordu sesi. Cevap veremedi kadın, dudaklarını ısırıyordu, Konuşursa, ağlayacaktı bunu biliyordu. Adamın içinde bir isyan belirdi, kabullenemiyordu gerçekleri. Sesinde inanç vardı, "Ben seni seviyorum," dedi, Kadın dudaklarını büktü, gözlerinde kararsızlık vardı. Aslında o da kaybetmek istemiyordu, yüreği parçalandı "Beni kaybetmek istemiyorsan," dedi kadın yumuşak bir şekilde, "Beni kendimle bırakmalısın, kendimi bulmalıyım ben de." Adam sessizce başını salladı, içindeki acıyla başa çıkamıyordu. Adam, kadının sözlerini kabullenmekte zorlanıyordu. Kalbi paramparça olmuştu, ama yapabileceği bir şey yoktu. “Elveda” dedikten sonra ,gecenin içinde kayboldu. Iv-UMUT Ağır gelmişti yaşadıkları, bir anda yok olmuştu umutları, Gözlerine yaşlar birikti, buğulandı dünyası. Ayıp değildir ağlamak, hele ki aşk içinse o göz yaşları, Hatta sevgiliye dökülüyorsa , bir o kadar da kutsaldı. Adam yalnızca yürüyordu, sessizce savaşır gibi geceyle, İçindeki boşluğa rağmen, umutla dolu bir parıltı vardı gözlerinde. Kadının sözleri zihninde yankılanıyordu, ama pes etme niyeti yoktu. Aşktan kolayca vazgeçilir mi ,hissederken kalbindeki sevgiyi ve umudu. Bir mesaj gönderdi telefonunundan sevdiği kadına; "Her Elveda; Yeni bir başlangıca “Merhaba” demektir, aslında “Elveda, belki de merhaba” Daha umutluydu artık, güneşin doğuşunu bekleyecekti. Yeni gelen günün ,aydınlık olacağından çok emindi. Eve gidince aldı bir şiir yazdı. Şiiri şöyle başlamıştı; “Arkasından bakakalmıştı adam, sözleri bitmemişti. Sadece "Dur bir dakika" diyebildi, “ |
yıkılmış demektir bu durum çok acı içinden çıkılmaz bir durumdur
Can çıkmazsa insan yaşar görünür hepsi bu etkili ve anlamlı bir şiir
Okudum hocam gönülden tebrik ederim saygılarımla selamlar
Ağır gelmişti yaşadıkları, bir anda yol olmuştu umutları,
Bir anda yok olmuştu umutları mı olmalıydı gözden mi
Kaçtı bilemedim saygılarımla