ne güzel şimdi yerinden kalkıp pencereyi açmak sabaha karşı bir nefeslik dolu sigara dumanı çay deminin o büyülü kokusu perişan armoninin düşüne emanet etmeden gözdeki uykuyu ne güzel zaman bu böyle henüz noktası konmamış şiir öncesi hey bulutlar ne tarafa gidiyorsunuz öyle katar katar
pencereden bulutların geçişini izliyorum ekim ayının ilk günleri ışık huzmeleri eğiliyor giderek bahçedeki narlar her gün biraz daha olgunlaşıyor incirler toprağa düşüyor usul usul serin seher boyu sararmaya başlayan yaprakların havada yavaş yavaş uçuşunu izliyorum
şimdi kalkıp pencereyi açıyorum sabah serinliği neler söylüyor böyle demeyin ben duymuyorum derin duygulara atılan kulaç sesleridir belki belki yeni doğmuş bir çocuğun avazı belki de iç çekmesi ya da fısıltısı kaldırımda yürüyen kadınla adamın
parçalı bulutlar renkten renge giriyor biçim değiştiriyorlar durmaksızın bir görünüp bir kayboluyor güneş bulutların geçişini izlemek insana zamanın akışını hatırlatıyor hiçbir şeyin geri dönüşü olmadığını veda ile kavuşma arasında kopmayan bir bağ olduğunu ve her anın biricik olduğunu
yine böyle bir anda havada sanki ezelden beri asılı duran bir bulutla karşılaştım yaklaşmak üzereydi ne karaydı ne beyaz ne iriydi ne dağılacak kadar az
ne yüksekti ne alçak bir mecaz gibiydi öylece duruyordu hep orada zamandan ve mekandan kurtulmuş sanki usul usul kendi uzayını inşa ediyordu
ışığın gölgeyle bitmeyen imtihanıydı boğaz esintisinde dağılan bulutlara bakarken ansızın vazgeçtim hayır… kendimizi yıkıp yapma serüvenimiz hiç kesintiye uğramıyor ki evet bulutlar hep üzerimizde
kimi zaman sağanak yağdırıyor kimi zaman nur saçıyor bazen varla yok arası muğlak bir biçime bürünüyor dumansı bir surete dönüşüyor bir şey diyorlar çünkü kainata canlıya insana
ışık huzmeleri mevsimlerimizin geçişine göre eğikleşip dikleşse bile yeryüzünün herhangi bir yerinde de aydınlatabiliyor hep yolumuzu çölde kaybolanlara denizlerde pusulası bozulanlara dünyanın bütün huzur isteyenlerine yol var sonbahar göğündeki bulutlar kadar sayısız bitimsiz ışığın bulutla imtihanı gibi öylesine çetrefil
konuşarak okuyarak öğrenerek bilmenin imkansız olduğu bir alandasınız bilmeyenin öğrenince bile doğru işaretleyeceği ille isabetli olacak diye bir şık her zaman nasip olmuyor belki de yapabileceğimiz tek şey tercihlerimizin sonucunu zaman bırakmak
bana pencereden görünen bulut aslında bütün bulutlar gibi gökleri dolaşıyor rüzgarla dağılan rüzgarla biçimlenen kendine özgü şekillere bürünen her küme bir ruh taşıyor nefes soluyor
bulutlarında ömrü var hayata başka bir noktadan bakmalarını öğretiyor insanlara perdeleri aralamak gibi bir seyrü sülük serüveni ki her zerre ten ile can ilişkisi
şimdi meydanda çocuklar koşarken havalanan ve sonra tekrar yere konmaya çalışan bir beyaz güvercinin kanat sesi var sadece ve bir de sonbaharda yaprakların düşmesi kuş sesleri yağmurun sesi çok uzaklarda gök gürlemesi
şimdi akşam vardiyası yağmur vakti kim bilir hangi buluttan yağıyor ucuna kış ayazı asılmış kuru dalların sesini dinleyerek çalmaya başlıyor kampanalar neredeyse güneş batacak derken gökten bulutlar el ayak çekerken öyle karanlık çöküyor birden hiçbir tarife sığmıyor kaybolanların sancısı
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
şimdi sonbahar vardiyası şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
şimdi sonbahar vardiyası şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Sonbaharın, Ekim ayının izlenimlerini en duygusal bir üslupla ifade eden harika yazılmış muhteşem güzellikteki yürek sesinizi gönülden kutluyorum tebrikler üstâdım. Gönlünüze ve kaleminize sağlık diliyorum. Sonsuz selam ve dua ile. Allah'a emanet olun. Hayırlı Cumalar diliyorum.