gazap tohumları
güz yelleri sevdayı silip süpürdü
süpürdü bir zamanlar var olan ama artık yok olan aşkın izlerini bak nasıl da topraklarımıza, hayallerimize saldırıyor ufukları boydan boya kucaklayarak kızgın tohumlar saçarak, yıkım getiriyor. ve korkular lanetli birer uykudan farksız dilimizi bağlayıp bizi susturuyor daha çok acıtacak, gözlerimizden akan yaşlar kurumuş ellerimizi, boş karnımızı ve açlıktan kırılan çocuklarımızın yüreklerini. yarın kim bilir hangi dişi hırsızın ay ışığında günahkar çığlıklarını yalayarak ve arkamızdan küfürler savurarak sokak sokak çalışacak, yol bulacak, Mecnun’dan miras eski püskü bir çarık gibi ayağına geçirerek İstanbul’u! |