Yitik - 144
“aklıma geldikçe gözyaşı döktürür
yolumu bekleyen orada değil; burada! gördüm, sarıldık seninle şükür.. doyduk sevdamıza, erdik muradımıza bile bile aldık sözde hanımefendi birini keşke evlenmemiş olsaydım da yıllar, yıllar evelden beri kaç çocuğun olursa olsaydı da sarılsak, kollasaydık birbirimizi yine de şükür; sen böyle onurlu çocukların kendi ayaklarının üstünde mutlu Irazca anamın adını verdiğin Rahmetli Deli Mustafanın gelini bunca sevdanı hak edecek ne yaptım ki beni hep yüceltmişsin ya ben senin için ben senin için hiç bir şey yapamadım Ayşedudu” “-!” “keşke eşim, yavuklum ol diyebilseydim sana bir gelecek vaad edebilseydim varsın yıllar geçmiş yıpranmış, yaşlı olalım beni gördüğüne sevindin “gel” dedin ya! bana yetti; sağsın sağlıksın ya yüzümüzde hep tebessümle uyanalım birlikte uyanalım sabaha!” dilerdim . “yarın gidiyorum, ama bu senden gitmek değil içimde gözlerinin sıcacık pırıl pırıl sevinci ömrünce; seni her gittiği yere götürdü bu İsmail bilmedi, merak etmiyor başka gözlerin rengini” . “kalbimin; tebessümünden başka duası olmadı senden yana bil ki bu ömrümün son yolculuğu senin anlayacağım “kelek bozumu”m sana kavuştum ya çok şükür Allahım’a canım bin kere kurban senin yoluna, Ayşedudu canım feda olsun Ayşeduduma Ayşedudum!” .. |