Yitik - 143
“ömrüm oldukçana
bi kırk yıl taha.. ömür dilerim Allahtan, niye bir ömür daha onca ezziyet, gahır, çile hepisi hepisi bi yana sırf sana ömrümçe sana dova, ve hep seni sevmeğ uçun sen isdemesen de bu ğüne gadak olduğu ğibi sırf sana zevdaynan mutluyun Ismayıl.. var get yeni ğarına kırk yıllık yuvana hanımıyın yanına çoc(uk)larıyın başına” . onca genşlik, gözellik varıkana acaba bu güne ğadak ne oldu bundan sonura ne olu(r), ha gerşi ne olmadı da, yautda ne olacak da ha! bi de ne dediydi “gözümün nuru ömrümün baharı Ayşedudu” baharı mı ğalmış Anşadudunun da varısa da Anşadudu yoğusa da Anşadudu hay olmadan ğedeydi Anşadudusu adı ellere ğalaydı kaş gişiler adımı sayıkladı da bişiy mi umdu Anşadudu canıma dünnama doydum (v)malla aman düğür sakın ha çoluk-çocuk bi yanna da başgasının yanda anma ömrümüzün ahirinde dile düşerin goca köyde tefe ğorlar çalallar adıma türkü yakallar … “-bi de “ya benim mahkumiyetim benim çekdiklerim” dedi “ben de tad alamadım bu dünnadan ne uğruna bunca çektiklerim, seni düşündüm, seni andım aklıma ğeldikçene yandım” . “Allahtan bunu mu diledim sevdiğim, bitanem, yavuklum Ayşedudum” “-!” “-Ayşedudum yavuklum.. “git” dedin de!.. nereye.. nereye gitsin İsmail’in yolumu bekleyen biri mi var sanki hasretle yolumu gözleyen kim ki? hemde ömrünce senden başka bir kimse İsmail senden başka kimin sen kiminsin? ben başka kiminim” “-!” “-beni gördüğüne sevinen insanlar benim insanlarım Gökdere, Ortatepe Asar, Karşıbağ, Kale burada.. burada fidanlığını bildiğim ağaçlar bir “Erik Ağacı” vardı bir Gökderenin Koca Ardıcı dağlar, sokaklar, mezarlıkdakiler.. anılarım anılarım! mezarlıkda taşlardaki isimleri tanıyamadım anamın-babamın mezarları yapılmamış esameleri kalmamış” geldi mi geldi gitti mi gitti İsmail Amca gösterdi “-bobayın mezeri hu” dedi “-anayın mezeri çalının dibindeki” “-ikisi için, diğer geçmişler için hatim indirdim” benden bu kadar azımızı çoğa saysınlar Allah kabul eylesin “-!” |