„YARGI SÜRECİ DEVAM EDERKEN BAKIR MADENİ İÇİN AĞAÇ KIYIMI; KAZ DAĞLARI KURUYACAK!
Muhalefetin 5’li çete olarak adlandırdığı şirketlerin doğa katliamları sürüyor. Akbelen’den sonra Kaz Dağları’nda da ağaç kıyımı başladı. Cengiz Holding’e bağlı şirket, dava süreci bitmeden bakır madeni için çalışmalarını hızlandırdı. Arazilerini satmayan yöre halkı “Kamulaştırırız” tehdidiyle karşı karşıya. 294 bin ağacın yer aldığı alandaki proje, ekosisteme ciddi hasar verecek. Maden, 100 binin üzerinde insanın bir yıllık suyunu tek başına tüketecek. İklim krizinin etkileri düşünüldüğünde kuraklık yaşayan Çanakkale’de büyük bir su krizi kaçınılmaz olacak.“(Sayın yazar Şeyda Öztürk’ün 11 Ağustos 2023 Cuma günki Cumhuriyet Gazetesi’nde verdiğ haberin başından aynen alınmıştır. Haberin tamnamını okumanızı öneririm.)

Ben ağaç, ben orman, ben bölge halkı;
Kim verdi sizlere “BANA SAHİP OLMA” hakkı?
100 yılı geçgin son Cumhuriyet Dönemi’nde;
Hürdüm, laikdim, Doğa’ydım, Halk’tım.
20 yıldır şimdi sadece
“Bakır, kömür, demir, kurşun, gümüş ve altın”

Ben 5’li Çete’ne kurban,
ben çıkarın için katledilen orman;
Belki kesersin,
beni kundaklayıp-yakıp yok edersin,
çünki çıkarın olan madeni almak için;
ranttan yararlanmak,
kolaydan para kazanmak,
senin işin,

Ama ben ağacım, ormanım,
Doğa’yım, Hal’kım;
Köküm toprakta
yeşereceğim yine,
olacağım yeni bir fidan,
yangınla, kesimle yok edilemeyecek olan
“Atatürk çocuğu” uygar bir insan.

Ne 5’li çeten-mafian-tarikatların,
ne seçme-seçilme hakkı verdiğin,
birde “Türk” dediğin;
Çakma Sığınmacı,
dolarla kat karşılığı arap vatandaşı
ne bizi yok edecek güce sahip,
nede tayip!(*)

“Devletin malı deniz...”
Diye yabancılara sattığın biz;
Bu bereketli topraklar,
bu katlettiğin ağaçlar,
bu mağdur orman halkı,
bu göller-su kaynakları,
bu güzelim deniz kıyıları...
Biz
sizi asla affetmeteceğiz!

(*) Arapça; “İyi, güzel, hoş” insan anlamına gelir.