Yıldızlara Beş Kala
Zamanı ayıkladım ikindi üstüydü
Plakta seksenleri ateşe veren harbi bir bariton dönüyor Kıyım kıyım kıyıyor bizi Maziyi sayıklıyorum dilimde sözcükler tortulaşıyor Betonlara gürz işlemiyor Nice sevmelerim ıslatmıyor suları Düşüyorum gölgesiz yollara Topuklarımda bal gözlerinin kalp atışı var Bilirim aşk ızdıraptır kalbi yorar Gölgeler kısalırken yanıyordu ceylan seken dağlar İki kuplesi Ahmet Arif’in çiziyordu cam gibi gönlümü Damarlarımda Fırat’ın asi ruhu çağlıyordu Yedi iklime yayılıyordu yüreğimin gül kokusu Sevişlerim dengelemiyor nedense hesaplı kefeleri Yormaz sevdanın yükü gam yıkmaz efeleri Ve fettan gözlerinden bakmak istiyoruz kendimize Kusurlu gömlegimizin kumaşı kaç para diye Yüzümüzün gülmemesi aşktan bize hediye Maviye çalsın istiyoruz duygugahımız Karaya karılan bahtımız kefenlensin Yanlarına kalsa da yarına kalmasın ahımız Zamanın çıngısında yanıyorken ruhumuz Vakit yıldızlara beş vardı Dudaklarımızda kemikleşiyordu sahipsiz şiirler Şarkılarımız vuruluyordu alnının ortasından Kalbimiz uçuk atarken Gam çiseliyordu yarım kalmış hikayemiz Demini almadan henüz gece Hüznün resitalini sahneliyordu gözlerimiz Penceremizden süzülürken kanlı ay Değişiyordu rengimiz Şafağı sökerken ülkemin Susuyordu plaktaki bariton ses Susuyordu beynimin hınç dolu adamları Kusuyordu içimdeki öfkeli deniz... |