BİR ŞİİR DAHA YAZSAM NE Mİ ÇIKAR ANNE...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Mahrem gölgemle sevişen kalemim mi yoksa mabedime aralıksız esen meltem midir sözcüklerin coğrafyasında güç bela telaffuz ettiğim huzurun silik adresi… Kurutulmuş yaprakların duasında saklıyım İstimlak edilmiş duvarların altında kalan Yorgun bir saksıyım, anne: İçimdeki semazendir gezinen Ruhumla tavaf ettiğim evren Kayda değer ne oldu sahi dünden ırak Geçitte saklı bir buldozer gibi ezildiğim dur durak Bilmeden sezilerimin bir bir eridiği o kışla Asker adımlarında, yalnızlığımın resmini çekiyorum Gel gör ki: Ben yokum o karede Hicap ekili tarlalarda korkuluk görevinde Nöbet tuttuğuma da bakma sakın Ne volta attığım koridorlardır beni bekleyen Ne de söylemlerde saklı sırlardır içimde Ukde kalan o belirsizlik yok mu hele? İzdiham yüklü sokakların tanrısı Bazen bir köpek bazen bir kuş Yorgunluğun tanısı Şiirden öte soluduğum havadır Varlığımın duyulmayan yankısı Gün geçkin Gece şaibeli Hüzünse reşit bir acıdan öte Buseler kondurduğum yıldız gözlerinde Seken hareler Sayıkladığımsa hezeyan yüklü bir muhasebe Hani dünün Hangi ölü güdülerin Hani renklerin istilasında seken heceler Kurusıkı bir tebessüm giydirdiğim şiirin içliğine Metanetim. Dirayetim. Sıska kalemim. Tombul büyüteci yüreğin. Şahlanan ruhum. Şakıyan iç sesim. Ve sen… Yokuş yukarı tırmandığım gazellerin gamzelerine konan bülbül gibi. Sökün eden ruhumda iptidai söylemler gibi. Hasretin kasvetin izinde saklı buldozer gibi bak, yine ezildi yüreğim. Hıçkıran dualarımın yabancısı yaslı şehir: İbresi kırık bir hüzünle sakit olsun dediğimin yalancısı Bakir sözcüklerden inşa ettiğim ömür Yardakçısı özlemin aşkı sürgün kıldığım günbegün Büyüyen yalnızlığın artçısı Ölüm öncesi Üstü örtülü yüreğin güncesi Beyaz bir bayrak ruhumun na’şının sarılı olduğu Yâd edilesi dünde gömülü bir tren rayı gibi… Üstünde gidip geldiğim ezeli acıyı Azat etsin diye şiir Akabinde çalakalem yazdığım bil mukabil, dercesine evren Yorgun yüreğimin yalancısı Kibirli bir dehliz Sür manşet gecede kaykılan rüzgâr Hazan dolu menzil Söküklerinde ömrün yakaran Rayihası sevginin delişmen bir çelişki İç içe geçmiş duyguların habercisi Bir şiir daha yazsam ne mi çıkar anne, Diyebilmenin arifesi… Reçinesi sevdanın Aymazlığında yalnızlığın Duvar dibinde kurumuş bir saksı Geviş getiren imgelerin bitimsiz nazı Sayıkladığım kadar adını Sarmalında sensizliğin Sevap işlemek değil sadece niyazım Dönüp geleceğin güne geceye kiracı Tutulduğum bir ömür Tutuştuğum içten içe Kuram dışı bir yalnızlığın da mahlası Sözcüklerden arda kalan geride O iki hece: Anne… |
ders ve vefa vardı,
sevgi ve özlem vardı,
çok acıklı ve akıcı, anlamlıydı,kutluyorum Üstadem
Dua ve selamlarımla.