Yeiku AnneŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Yeniden ve yine özel bir gün için...
kuru kalabalıkların gürültüsü uğulduyor beynimde ben senin hatırladığın o küçük çocuk değilim artık anne kalbim yüz yerinden kırılmış sanki acıdan bulutlara yüklüyorum derdimi belki geçer diye tanrım büyümek denilen şey bu mu söylesene kaldırımların tozunu yutuyorum soluksuz peşinden koşsam da yetişemiyorum anne kırılıyor sanki kaburgalarım yüz yerinden aç bir kediye veriyorum kendimden kalanları senden sonra işe yaramaz diye tanrım parçalanıp ölememek bu mu söylesene gidene dur denmezmiş öğrendim giden dursa da yol gidermiş anne uzayan yollarda patlamış lambaları saydım ardından tam yüz bir tane ağladı bir gül goncası açamadan ölüşünü izledim ellerimde tanrım neden dinmiyor ayrılık acısı söylesene dururmuş dünya dönerken anladım bitmeyen bir acı çöreklenirmiş içine hasret denilen anne avuçlarına kırk gülün dikeni yerleşirmiş kanında yeşermiş kırmızı gülleri hasretle koklarmış insan anne tanrım acıyı kanatsın diye mi yarattın söylesene (a) y.... |
Hayatta bazen hüzün duvarlarına çarptığı anlarda kifayetsiz kalır sözcükler.
Senin şiirlerin de öyle ki şimdiki paylaşımına ne denir bilinmez.
Bazen şu saatte çalışma ortamında değil de evde kitaplarım arasında şu mısraları okumak gelmiyor değil.
Şiirin tam da hüzne idam edilen kelimeler gibi insanı açmazadır sevk eden.
Emeğine , her zaman ki gibi eşsiz kelime gücüne sağlık.
İyi geceler...