Otuz üç kere: Azize!
1)
Beni vuramazlar azize Onlar çünkü ben’i bedenimle karıştırıyorlar. Onlar fikirlerimi beynimde taşıdığımı zannediyorlar Beynimi patlatırlarsa fikrimi de patlatacaklarını zannediyorlar. Ben neyim azize? Sen nesin? Onlar seni de bir beden ve bir tutam saç sanıyorlar. Oysa ben yüzümden çok öteyim azize Oysa ben adamın yüzüne bakışlarımın arkasından bakarım Bunu bilmediklerinden gözlerimi oyarlar Oysa gözlerim benim elçilerimdi Elçilerim dönmezse tarumar olurum sandılar… Onlar gözlerimi oyarsalar göremeyeceğimi zannettiler Onlar ellerimi alırlarsa tutamam zannettiler Onlar ayaklarımı keserlerse yolda kalırım sandılar Ah azize Beni ayakta tutan ayaklarım değil ki? Onlar azize Onlar akılları var ama akledemezler Gözleri var ama göremezler Kalpleri var ama hissedemezler.. 2) Azize onlar ayrılınca biz, yanarız zannettiler Bilmediler azize Ben zaten yakmıştım kendimi Yüreğimi sana verdiğimde… Mutluluğu soruyorsun bana Senden sonrasını soruyorsun… Söyleyeyim: senden sonrası çöldü! Çöl! Buna rağmen, evet azize Çünkü ben cennetimi yüreğimde taşıdım! Çöller bana ne edebilir ki? Onlar ise mutluluğu gökten yağar zannediyorlar Ya da bir başkasındadır… Değil azize! Onlar mutluluğu ele geçirince yalayıp yutmak istiyorlar Kaçıyor o yüzden huzur ellerinden… 3) Anlamıyorlar… Paylaştıkça artan tek şeydir, küfür! Sevgi değildir azize… Sevgi paylaştıkça kirlenir.. Kızacaksın ama dön de bir bak, her şey neden bu kadar kirli? O yüzden sevgini ortaya koy azize Herkese söyle ortaya koysunlar Her şey ortada olsun azize Ortada olana değil arada kalana uzanır hainlerin elleri Hain işte adı üstünde azize Ortalık yerde susandır… Kimseyle aram yok artık azize… Beni bencil zannettiler bu yüzden Oysa ben imanları fahişelenlere kızıyorum Bedenleri fahişeleşenlere değil. Beden dediğin nedir ki? Bugün var, yarın yok!!! 4) Senin yüzüne ilk değdiğinde gözlerim Çocuk bahçesi Bir çıngırak ve yazmalar aktı ruhuma… Annemin saçları kokan yazmalar… Sonra korkmayı öğrendim Gitmelerden değil ama… it (me) lerden korktum… Sonra baktım ki bağlıyorsun beni ümide… Telaşa ve aşka… Sanki bir ömür yüzüme bakacakmışsın gibi… Bana sonu mutlu biten bir aşk göster azize? Bana sonu mutlu biten bir devrim? Kirlenmek azize Kire bulaşınca değil, kire yaklaşıncadır aslında… Uçurumlardan yuvarlananlar önce uçuruma yaklaşanlardır azize… Oysa aynalara sürdüğüm bunca is Yüzümde köy yangınları Ağıllar ve bombalar… Ben ne hakla bir ölümlünün yüzüne bakarım artık Beni ebediyen kahrettiler azize… Sana ne zaman baksam İşte bu kahrı unutuyorum… Sonra azize Katliamlar geliyor gözümün önüne Bir katliamı unutmanın da bir katliam olduğunu anlıyorum. 5) Bak bunca sabah azize Oturup neyi yazıyorum böyle Neyi sağaltmaya çalışıyorum Geçtim gittim kendimden Urfa’dan geçtim Mersin’de yüreğimi vurdum üçe Annemle içime son kez seslendik Gelmedi kimse… Akrabalarım zaten Ankara’ya yenildi Bana İstanbul düştü azize… Beşiktaş meydanındaki herhangi bir tinerci çocuğum şimdi… Hangisine sorarsan sor beni… “Kadir!!!” diye seslen “buradayım” diyecekler bir bir… “buradayız Azize…” Toplumun kendi gerçeğinden kaçtığı her yerdeyim ben… Senin bırakıp gittiğin her yerdeyim… Her şeye neden yenildik biliyor musun? Biz yenmeye sevdiklerimizden başladık da ondan Yendiğimiz her dost düşmanımız Yenildiğimiz her düşmansa dostumuz oldu Buna gerçekleri anlamak dedik Oysa gerçek olan Yenmek değildi azize… Gerçek olan yanmaktı Kendi ateşini sınamaktı başkalarının cehenneminde Nereden başlayacaksın diyorlar bana azize Merhametten tabiî ki.. Rahman ve Rahim olan nereden başladıysa oradan… Beni inanmadığım savaşlara sürecekler Ve inanmadığım aşklara… Senden sonra sürgünlerde olacağım… Tek başıma.. Elimde doksan dokuzluk bir tespih olacak Otuz üç kere: ezilenler Otuz üç kere: terkedilenler Otuz üç kere: Azize… ...Azize ......Azize .........Azize ............Azize 13.08.2010 Kıztaşı...İstanbul... 05:58 |
tebrikler..