HOR-HOR SENARYO (14)
Wikipedia Usta‘dan edindiğim bilgiye göre;
Kaf Dağı denen ülke; „Genellikle masallarda yer alan, dünyayı çevrelediğine inanılan, cin ve perilerin bulunduğu varsayılan, zümrütten yapıldığı söylenen bir efsane yeridir.“ Peki neden „Birinin burnu kaf dağında“ denir? Bubir kendini mükemmel sanan, ve diğerlerini horlayan insan özelliğidir.” Asla böyle biri olmayan ben ; „KAF ne dağdır, nede masaldır, Kuzey Anadolu‘lunun altında bir Fay’dır.“ Dersem, isterseniz siz bana inanmayabilirsiniz. Bunun inançla hiç alakası yok ama; „Van Gölü‘nden İstanbul altına değin, son 100 yıllık zincirleme depremlerin ve de en son yaşadığımız, 50 bini aşan kaybımız, bu KAF(=Kuzey Anadolu Fayı) denen kaygan taş tabakanın eseridir.“ Denir. „Sabit Avrupa“ ile „İtici Arap“ platosu arası, her iki yandan iyice sıkıştırılmış bu çatlak-kırık-kaygan taş tabakası; Dünyanın en aktif hareket eden, sağ-yanal atılımla seyreden, her depremde biraz daha kırılıp-kayan, her afette biraz daha çok can yakan, bu bölük-pörçük kaygan hat, başımıza bela olacak bir gün, dikkat! Jeolog, yani Yer Bilimi Uzmanı, almış elinde deprem ölçen „Sismograf“ denen aleti, 100 yıllık deprem verilerine, bakmış -ve varsayımlayarak kehaneti- şöyle bir sonuç çıkartmış; „KAF kırılırsa bugün, yarın, yada öbürgün‘ün sabahı, Marmara’nın çökecekmiş tabanı, ilkin su seviyesi dibe inecekmiş, sonra Eğe ve Karadeniz dolacakmış bu boşluğa yani dahada çok yükselecekmiş deniz“ Durmadan kuzey anadolu şehirleri sallanıyor, bu artçı depremler insana korku salıyor; „Büyük İstanbul Depremi sallayınca her bir yanı; (*) Yana yatık/ içeri dizeler 01.08.2020 tarininde yazdığım Hor-Hor Senaryo (13) şiirime aittir. |