5
Yorum
19
Beğeni
0,0
Puan
844
Okunma
Ey iman edenler!
Bir topluluk bir başka toplulukla alay etmesin;
belki de o alaya aldıkları kendilerinden daha hayırlıdır.
Kadınlar da başka kadınlarla alay etmesinler;
belki o alaya aldıkları kendilerinden daha hayırlıdır.
Birbirinizi ayıplamayın;
birbirinizi incitici, aşağılayıcı kötü lakaplarla çağırmayın.
Bir insan iman ettikten sonra
onu fâsıklığı çağrıştıran bir isimle çağırmak
ne kötü bir davranıştır
ve böyle yapıp
imandan sonra fâsıklık damgası yemek de
ne kötüdür.
Bu tür davranışların ardından
kim tevbe edip Allah’a yönelmezse,
işte onlar zâlimlerin tâ kendileridir. (15)
Ey iman edenler!
Zannın çoğundan sakının;
çünkü zannın bir kısmı günahtır.
Birbirinizin gizli hallerini ve kusurlarını araştırmayın.
Birbirinizin gıybetini yapmayın.
Herhangi biriniz
ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı?
İşte bundan tiksindiniz!
Allah’a gönülden saygı besleyip
O’na karşı gelmekten sakının.
Şüphesiz Allah,
tevbeleri çokça kabul edendir,
engin merhamet sahibidir. (16)
Ey iman edenler!
Aranızda gizli konuşacak olursanız
sakın günah işlemek,
düşmanlık etmek
ve Peygamber’e karşı çıkmak için fısıldaşmayın.
Ancak iyilik ve takvâ üzere
bir araya gelin ve konuşun.
Bir gün huzurunda toplanacağınız
Allah’a karşı
gönülden saygı besleyerek
O’na itaatsizlikten sakının! (17)
Bütün bunlar,
Allah tarafından belirlenmiş hükümlerdir.
Artık kim Allah’ın emir ve yasaklarına
gereken saygıyı gösterir,
onları yüceltirse
bu, Rabbinin katında
onun için bütünüyle hayırdır.
Haram olduğu daha önce bildirilenlerin dışındaki
hayvanların eti size helâl kılınmıştır.
O halde artık o iğrenç,
pis putlardan kaçının
ve yalan sözden de uzak durun. (1)
Onlara:
“Peki, yedi kat göğün Rabbi
ve büyük arşın sahibi kimdir?” diye sor. (2)
Biz insana,
anne-babasına
mümkün olan en iyi şekilde
davranmasını emrettik.
Annesi onu nice zahmetlere katlanarak
karnında taşımış;
sütten kesilmesi de iki yılı bulmuştur.
Onun için, ey insan,
bana şükret,
ana-babana da teşekkür et.
Unutma ki,
sonunda bana dönecek
ve yaptıklarının hesabını vereceksin. (3)
İyilikle kötülük bir olmaz.
Sen kötülüğü en güzel karşılıkla savmaya bak.
O zaman göreceksin ki,
aranızda düşmanlık bulunan kişi
sanki candan, sımsıcak bir dost oluvermiştir. (4)
Size verilen her şey
ancak dünya hayatının gelip geçici menfaatidir.
Allah katındaki nimetler ise
inanıp yalnızca Rablerine güvenip dayananlar için
her bakımdan daha hayırlı ve daha devamlıdır. (5)
Onlar,
büyük günahlardan ve zinâ, fuhuş gibi
hayâsız çirkin işlerden kaçınırlar.
Kızdıkları zaman
öfkelerini yutup kusurları bağışlarlar. (6)
Onlar Rablerinin çağrısına uyarlar
ve namazı dosdoğru kılarlar.
Aralarındaki işlerini istişâre ederek yürütürler.
Kendilerine verdiğimiz rızıklardan da
Allah yolunda harcarlar. (7)
Bir haksızlığa ve saldırıya uğradıkları zaman
birlikte yardımlaşarak kendilerini savunurlar. (8)
Fakat aşırı gitmek yasaktır.
Çünkü kötülüğün karşılığı,
ona denk bir cezadır.
Bununla beraber kim affeder
ve böylece düşmanlığı sona erdirip
barışı sağlarsa,
onun mükâfatı Allah’a aittir.
Doğrusu O,
zâlimleri hiç sevmez. (9)
Haksızlığa uğradıktan sonra
kendilerini savunanlara gelince,
böyleleri için bir kınama ve cezalandırma
söz konusu olamaz. (10)
Kınama ve cezalandırma,
ancak insanlara zulmeden
ve yeryüzünde haksız yere
tecavüz ve saldırıda bulunanlar için geçerlidir.
İşte onları
can yakıcı bir azap beklemektedir. (11)
Bununla beraber bir insan dişini sıkar,
sabreder ve kendisine haksızlıkta bulunanı bağışlarsa,
şüphesiz bu,
nefse hâkimiyet,
azim ve kararlılık gerektiren büyük bir fazilettir. (12)
Mü’minlerden iki grup birbiriyle çarpışacak olursa,
derhal müdâhale ederek aralarını düzeltin.
Buna rağmen biri ötekine saldırırsa,
saldırıda bulunan taraf
Allah’ın hükmüne boyun eğinceye kadar
onlarla savaşın.
Eğer boyun eğerlerse,
o iki grubun arasını adâletle düzeltin.
Adâleti uygulamada da dâimâ titiz davranın.
Çünkü Allah,
hak ve adâlet hususunda
titiz olanları sever. (13)
Bütün mü’minler kardeştir;
öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin
ve Allah’a gönülden saygı besleyip
O’na karşı gelmekten sakının ki
O’nun rahmetine erişesiniz. (14)
Yalnız Rabbini büyük tanı;
O’nun sonsuz büyüklüğünü ilan et! (18)
Elbiseni tertemiz tut. (19)
Maddi-manevî her türlü pislik ve kötülükten
uzak dur. (20)
Yaptığın iyiliği çok görüp başa kakma (21)
Rabbin rızâsı için sabret. (22)
(1) Hac / 30. Ayet (2) Mü’minûn / 86. Ayet (3) Lokman / 14. Ayet
(4) Fussilet / 34. Ayet (5) Şûrâ / 36. Ayet (6) Şûrâ / 37. Ayet
(7) Şûrâ / 38. Ayet (8) Şûrâ / 39. Ayet (9) Şûrâ / 40. Ayet
(10) Şûrâ / 41. Ayet (11) Şûrâ / 42. Ayet (12) Şûrâ / 43. Ayet
(13) Hucurât / 9. Ayet (14) Hucurât / 10. Ayet (15) Hucurât / 11. Ayet
(16) Hucurât / 12. Ayet (17) Mücâdele / 9. Ayet
(18) Müddessir / 3. Ayet (19) Müddessir / 4. Ayet
(20) Müddessir / 5. Ayet (21) Müddessir / 6. Ayet (22) Müddessir / 7. Ayet