4
Yorum
14
Beğeni
0,0
Puan
697
Okunma
Rasûlüm!
Sana kâfirler tarafından söylenen
bu incitici sözlerin aynısı,
senden önceki peygamberlere de söylenmişti.
Öyleyse onların sabrettiği gibi sen de
eziyetlere sabret!
Şüphe yok ki Rabbinin hem bağışlaması bol,
hem de cezası pek acıdır. (1)
Âd kavmine gelince,
yeryüzünde haksız yere büyüklük tasladılar
ve: “Bizden daha güçlü kim varmış?” dediler.
Kendilerini yaratan Allah’ın,
onlardan daha güçlü olduğunu görmüyorlar mıydı?
Doğrusu onlar, bizim âyetlerimizi
bile bile inkâr ediyorlardı. (2)
“Allah’tan başka bir ilâh daha edinmeyin.
Ben, O’nun tarafından size gönderilmiş
apaçık bir uyarıcıyım.” (3)
O’ndan başka ilâh yoktur.
O diriltir ve öldürür.
Sizin de Rabbiniz,
gelip geçmiş atalarınızın da Rabbi O’dur. (4)
İnkârcılar, derin bir şüphe içinde kıvranıyor,
oyun ve eğlenceyle vakitlerini hebâ ediyorlar. (5)
Göklerde ne var,
yerde ne varsa hepsi Allah’ı tesbih etmektedir.
O, kudreti dâimâ üstün gelen,
her hükmü ve işi hikmetli ve sağlam olandır. (6)
O Allah ki,
O’ndan başka ilâh yoktur!
Duyuların algı sahası dışında kalan şeyleri de,
duyuların algı sahasına giren şeyleri de bilir.
O, Rahmân’dır, Rahîm’dir. (7)
O Allah ki,
O’ndan başka ilâh yoktur!
O Melik’tir, Kuddûs’tür, Selâmdır,
Mü’min’dir, Müheymin’dir, Aziz’dir,
Cebbâr’dır, Mütekebbirdir.
Allah,
müşriklerin ortak koştukları şeylerden
çok uzaktır, yücedir. (8)
O Allah
Hâlık’tır, Bârî’dir, Mûsâvvir’dir.
En güzel isimler O’nundur.
Göklerde ve yerde ne varsa hepsi
O’nu tesbih eder.
O, Azîz’dir, Hakîm’dir. (9)
«Şüphesiz Rabbimizin şânı çok yücedir.
O ne bir eş edinmiştir;
ne de bir çocuk.»(10)
De ki: O Allah birdir. (11)
Her şey o Allah’a muhtaçken
O hiçbir şeye muhtaç değildir. (12)
O, doğurmamış ve doğmamıştır. (13)
Hiçbir şey O’na denk değildir. (14)
Allah, gökte de yegâne ilâh
yerde de yegâne ilâhtır.
O, her hükmü ve işi hikmetli ve sağlam olan,
her şeyi hakkiyle bilendir. (15)
Hani biz, İsrâiloğulları’ndan:
“Sadece Allah’a kulluk edeceksiniz,
ana-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara
iyilikte bulunacaksınız!” diye söz almış
ve: “İnsanlara güzel söz söyleyin,
namazı hakkıyla kılın,
zekâtı verin!” diye emretmiştik.
Sonra sizden pek azı müstesna,
sözünüzden döndünüz
ve hâlâ yüz çevirmeye devam ediyorsunuz (16)
Onlara şöyle de:
“Gelin, Rabbinizin size haram kıldığı şeyleri bildireyim:
O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın.
Ana-babaya iyilik edin.
Fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin;
çünkü sizi de onları da biz rızıklandırıyoruz.
Açık olsun, gizli olsun
hiçbir günaha ve kötülüğe yaklaşmayın.
Haklı bir sebep olmadıkça
Allah’ın öldürülmesini haram kıldığı cana kıymayın.
İşte bunlar, akıl erdirmeniz için
Allah’ın size emrettiği hususlardır." (17)
“Yetişkinlik çağına erinceye kadar,
muhafaza ve yardım maksadıyla
en güzel şekilde
olanı dışında,
yetimin malına yaklaşmayın.
Ölçüyü ve tartıyı adâletle tam yapın.
Biz hiç kimseyi
gücünün üstünde bir şeyle sorumlu tutmayız.
Konuştuğunuz zaman,
en yakınlarınızın aleyhinde bile olsa
adâleti gözetip doğruyu söyleyin.
Allah’a ve Allah için verdiğiniz sözleri
yerine getirin.
İşte bunlar, düşünüp ders almanız için
Allah’ın size emrettiği hususlardır.” (18)
Şüphesiz bu, benim dosdoğru yolumdur,
öyleyse ona uyun.
Başka yollara uymayın ki,
o yollar sizi grup grup parçalayarak
Allah’a giden yoldan ayırmasın.
İşte bunlar, kendisine karşı gelmekten sakınmanız için
Allah’ın size emrettiği hususlardır. (19)
De ki:
“Rabbim açık ve gizlisiyle
yüz kızartıcı bütün çirkin fiilleri,
her türlü günahı,
haksızlık edip ölçüyü aşmayı,
ilâh kabul edilebileceklerine dair
haklarında Allah’ın hiçbir delil indirmediği
birtakım nesneleri
O’na ortak koşmanızı
ve Allah
hakkında bilmediğiniz şeyleri söylemenizi
haram kılmıştır.” (20)
(1) Fussilet / 43. Ayet (2) Fussilet / 15. Ayet (3) Zâriyât / 51. Ayet
(4) Duhân / 8. Ayet (5) Duhân / 9. Ayet (6) Haşr / 1. Ayet
(7) Haşr / 22. Ayet (8) Haşr / 23. Ayet (9) Haşr / 24. Ayet
(10) Cin / 3. Ayet (11) İhlâs / 1. Ayet (12) İhlâs / 2. Ayet
(13) İhlâs / 3. Ayet (14) İhlâs / 4. Ayet (15) Zuhruf / 84. Ayet
(16) Bakara / 83. Ayet (17) En’âm / 151. Ayet (18) En’âm / 152. Ayet
(19) En’âm / 153. Ayet (20) A’râf / 33. Ayet