Allah, kimi doğru yola erdirmek isterse onun göğsünü İslâm’a açar.
Kimi de sapıklığa düşürmek isterse, onun göğsünü göğe yükseliyormuşçasına dar ve sıkıntılı yapar. Allah, iman etmeyenlerin başına böyle belâ ve sıkıntılar yağdırır.(17)
De ki: “En üstün ve en mükemmel delil Allah’ındır. Eğer Allah dileseydi, sizin hepinizi doğru yola erdirirdi.” (18)
İşte Rablerinin gösterdiği yolda yürüyenler onlardır, kurtuluşa erecek olanlar da yalnızca onlardır. (1)
Allah hikmeti dilediğine verir. Kime hikmet verilmişse, ona gerçekten pek çok iyilik ve güzellik verilmiştir.
Fakat bu hakikatleri ancak gerçek akıl sahipleri anlar, üzerinde düşünüp ibret alır. (6)
İnsanları doğru yola eriştirmek senin vazîfen değildir.
Ancak Allah dilediğini doğru yola ulaştırır. Hayır olarak her ne harcarsanız, faydası kendiniz içindir.
Bu sebeple siz, sadece Allah rızâsını kazanmak için vermelisiniz. İyilik olarak her ne harcarsanız, mükâfatı size tam olarak ödenir ve hiçbir şekilde haksızlığa uğramazsınız. (7)
Yine birbirlerine: “Siz siz olun, dininize uyanlardan başkasına sakın ha güvenmeyin” derler.
Rasûlüm! De ki: “Uyulması gereken en doğru yol, Allah’ın gösterdiği yoldur.
Birine size verilenin bir benzeri verilecek veya onlar Rabbinizin huzurunda sizinle münâkaşa edip aleyhinize delil getirecekler diye mi böyle söylüyorsunuz?”
De ki: “Şüphesiz lutuf ve ihsân Allah’ın elindedir, onu dilediğine verir. Allah’ın lutfu pek geniştir ve O her şeyi hakkıyla bilir.” (8)
Ehl-i kitap olsun, müşrikler olsun, kâfirlerin hiçbiri, Rabbinizden size bir hayır indirilmesini istemezler. Allah ise rahmetini dilediğine lutfeder. Allah çok büyük lutuf sahibidir. (2)
İnsanlar, başlangıçta aynı dine inanan tek bir ümmetti. Sonra kimi iman kimi inkâr ederek anlaşmazlığa düştüler de Allah onlara, müjdeleyici ve uyarıcı peygamberler gönderdi.
Anlaşmazlığa düştükleri konularda insanlar arasında hakem olması için o peygamberlere dinî gerçekleri içeren kitaplar indirdi.
Ancak Ehl-i kitap, kendilerine apaçık gerçekler geldikten sonra, aralarındaki kıskançlık yüzünden o gerçek hakkında anlaşmazlığa düştüler.
Sonra Allah, kendi iradesiyle, onların anlaşmazlığa düştükleri konuda, iman edenlere doğru yolu gösterdi. Allah, dilediği kimseyi dosdoğru yola eriştirir. (3)
Kim Allah’a güzel bir borç verecek olursa, Allah onu kat kat fazlasıyla kendisine geri ödeyecektir.
Allah, geçimliğinizi ve iç dünyanızı bazan olur sıkar daraltır, bazan olur açar genişletir.
Zâten siz, eninde sonunda yalnız O’na döndürüleceksiniz. (4)
İşte şu peygamberler ki, biz onların bazısını bazısına üstün kıldık. İçlerinden biriyle Allah doğrudan konuşmuş, birini ise derecelerle yükseltmiştir.
Biz, Meryem oğlu İsa’ya apaçık mûcizeler verdik ve onu Rûhu’l-Kudüs’le destekleyip güçlendirdik.
Eğer Allah dileseydi, o peygamberlerin hemen ardından gelen insanlar, kendilerine bu kadar açık deliller ulaştıktan sonra birbirleriyle savaşmazlardı.
Ne var ki, aralarında anlaşmazlığa düştüler de onlardan iman eden de oldu, inkâr eden de.
Şâyet Allah dileseydi onlar birbirleriyle savaşmazlardı. Fakat Allah dilediğini yapar. (5)
Allah rahmetini kullarından kimi dilerse ona ihsân eder. Allah çok büyük lutuf ve ihsân sahibidir. (9)
Göklerde ve yerde olan her şey Allah’a aittir. O, dilediğini bağışlar, dilediğine de azab eder. Allah, çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir. (10)
Onlara, müslüman toplumun güvenliğini ilgilendiren veya mü’minler arasında korku ve paniğe yol açabilecek bir haber geldiğinde,
olayın sebep olabileceği zararları düşünmeden, onu hemen yayıverirler.
Halbuki onlar bu haberi Rasûlulullah’a ve aralarındaki yetki sahibi kimselere götürselerdi, işin iç yüzünü araştırıp ortaya çıkarabilecek olanlar, elbette onun mâhiyetini anlayıp, ne yapılması gerektiğini bilirlerdi.
Eğer Allah’ın üzerinizde lutfu ve rahmeti olmasaydı, pek azınız hâriç, hepiniz şeytana uyup giderdiniz. (11)
Allah’a inanıp O’na sımsıkı sarılanları Allah, katından bir rahmet ve lutuf içine daldıracak ve onları kendine varacak dosdoğru bir yola eriştirecektir. (12)
İçlerinde sana kulak verip okuduğun Kur’an’ı dinleyenler var.
Halbuki biz, onu anlayamasınlar diye kalpleri üzerine kat kat perdeler gerdik, kulaklarına da bir ağırlık koyduk.
Artık hangi delil, işaret ve mûcizeyi görürlerse görsünler, yine de iman etmezler. Hatta yanına geldiklerinde seninle münakaşaya girişirler
ve inkâra saplanıp kalmış o kâfirler: “Bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değil” derler. (13)
İşte bunlar, kavmine karşı kullanması için İbrâhim’e verdiğimiz delillerimizdir.
Biz, dilediğimiz kimselerin derecesini kat kat yükseltiriz.
Şüphesiz Rabbin, her işi ve hükmü hikmetli ve sağlam olan, her şeyi hakkiyle bilendir. (14)
İşte bu yol, Allah’ın yoludur. O, bu yola kullarından dilediğini eriştirir. Eğer onlar Allah’a ortak koşmuş olsalardı, yaptıkları tüm ameller elbette boşa giderdi. (15)
Eğer onlara istedikleri gibi melekleri indirseydik, ölüler dile gelip kendileriyle konuşsaydı ve her şeyi toplayıp şâhit olarak karşılarına getirseydik, Allah dilemedikçe yine de onlar iman edecek değillerdi; fakat onların çoğu bilmezler.
İşte biz her peygamberin karşısında insan ve cin şeytanlarından oluşan bir düşman şebeke var etmişizdir.
Bunlar, aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözler fısıldayıp dururlar.
Şayet Rabbin dileseydi böyle yapamazlardı. Bu bakımdan onları, uydurdukları yalanlarla başbaşa bırak! (16)
Biz her bir peygamberi, dinî emir ve yasakları onlara en güzel şekilde anlatmaları için kendi kavminin diliyle gönderdik.
Artık Allah dilediğinin doğru yoldan sapmasına fırsat verir, dilediğini de doğru yola erdirir. O, karşı konulamaz kudret sahibi, her hükmü ve işi hikmetli ve sağlam olandır. (19)
İki grup hâlinde: Bir grubu Allah doğru yola erdirmiştir. Diğer grubun ise, yanlış yolu seçmeleri yüzünden sapıklığa düşmesi kaçınılmaz bir gerçek olmuştur.
Çünkü o sapıklığa düşenler, Allah’ı bırakıp şeytanları dost edindiler; yine de kendilerinin doğru yola olduklarını sanırlar. (20)
Allah kimi doğru yola erdirirse, işte doğru yolu bulan kimse odur. Kimi de saptırırsa, işte onlar zarara uğrayanların ta kendileridir. (21)
Allah kimi saptırırsa artık onu doğru yola iletecek kimse yoktur. Allah onları kendi hallerine terk eder de, azgınlıkları içinde şaşkın şaşkın bocalayıp dururlar. (22)
Ey iman edenler! Müşrikler birer pislikten ibarettir. Onun için artık bu yıldan sonra Mescid-i Harâm’a yaklaşmasınlar!
Eğer onların engellenmesiyle yeterli gelir elde edememekten, dolayısıyla fakirliğe düşmekten korkarsanız, unutmayın ki, Allah dilediği takdirde lutf u keremiyle sizi zenginleştirir.
Şüphesiz Allah her şeyi bilen, her işi ve hükmü hikmetli ve sağlam olandır. (23)
Allah, kullarını her bakımdan emniyet ve esenlik yurduna dâvet eder ve kimi dilerse onu doğru yola eriştirir. (24) Onlara şöyle de: “Allah dilemedikçe, ben kendime ne bir zarar verebilir, ne de bir fayda sağlayabilirim.
Her ümmet için belirlenmiş bir süre vardır. Bu sürenin sonu geldiği zaman artık onu ne bir an geciktirebilirler, ne de bir an öne alabilirler.” (25)
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Allah hikmeti dilediğine verir şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Allah hikmeti dilediğine verir şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Yüce Kur'an-ı Kerim için meal çalışmanızda Cenab-ı Hak'tan muvaffakiyet diliyorum. Bu hayırlı gayretinizden dolayı ne kadar teşekkür etsek azdır, sağolun varolun, Allah râzı olsun inşallah 🙏 Ramazanı Şerifimiz mübarek olsun, Cenab-ı Hak oruç ve diğer ibadetlerimizi kabul eylesin inşallah 🙏 Sonsuz selam ve dua ile. Allah'a emanet olun
ŞÜKRÜ ATAY tarafından 3/23/2023 10:23:41 PM zamanında düzenlenmiştir.
Ben şiirlere yorum getirirken o kadar çok şey gelir ki aklıma hocam... Mesela derim ki; Bir Redfer hocamız vardı ne mutlu ki onun şiirlerini okumak ve yorum katmak bana da nasip oldu... Size de hayırlı Ramazanlar hocam. Rabb'im tüm dua ve oruçlarınızı kabul etsin inşallah... Her daim sonsuz saygı ve selamlarımla...
Ramazanınız mübarek olsun. Hayırlara vesile olsun inşaallah.
“Allah’ım! Bu günde iyilik ve ihsanı bize sevdir; fısk ve günahtan bizi nefret ettir; gazabını ve cehennem ateşini bize haram kıl
“Ey bela ve sıkıntı zamanında sığınağımız ve ey zorluk zamanında imdadımız! Sana yalvarıp yakarıyoruz. Senden imdat diliyoruz ve Sana sığınıyoruz, başkasına değil. Sıkıntı ve zorluklardan çıkışı ancak Senden diliyoruz. O halde imdadımıza yetiş ve bizi sıkıntılardan kurtar.
Ey az ameli kabul edip çok günahı affeden! Bizim az amelimizi kabul et ve çok günahımızı bağışla. Şüphesiz sen bağışlayan ve merhametlisin. Rabbimiz! Senden kalbimize birleşen bir iman diliyoruz ve birlikteliğinde ancak bize yazdığın şeylerin ulaşacağına kanaat getirebileceğimiz bir yakın istiyoruz. Ey merhametlilerin en merhametlisi! Hayatımızda bize kısmet ettiğin şeylere bizi razı kıl.
Ey sıkıntılı anımızda birikimimiz, zorluk zamanımda yaverimiz, nimetli günümüzde velinimetimiz, rağbet ve iştiyakımızın doruk noktası olan Rabbimiz! Sensin kusurumuzu örtecek, korkumuzu emniyete çevirecek ve sürçmemizi affedecek olan. O halde bizim hatamızı bağışla.Ey merhametlilerin en merhametlisi.”
Ramazanınız mübarek olsun. Hayırlara vesile olsun inşaallah.
“Allah’ım! Bu günde iyilik ve ihsanı bize sevdir; fısk ve günahtan bizi nefret ettir; gazabını ve cehennem ateşini bize haram kıl
“Ey bela ve sıkıntı zamanında sığınağımız ve ey zorluk zamanında imdadımız! Sana yalvarıp yakarıyoruz. Senden imdat diliyoruz ve Sana sığınıyoruz, başkasına değil. Sıkıntı ve zorluklardan çıkışı ancak Senden diliyoruz. O halde imdadımıza yetiş ve bizi sıkıntılardan kurtar.
Ey az ameli kabul edip çok günahı affeden! Bizim az amelimizi kabul et ve çok günahımızı bağışla. Şüphesiz sen bağışlayan ve merhametlisin. Rabbimiz! Senden kalbimize birleşen bir iman diliyoruz ve birlikteliğinde ancak bize yazdığın şeylerin ulaşacağına kanaat getirebileceğimiz bir yakın istiyoruz. Ey merhametlilerin en merhametlisi! Hayatımızda bize kısmet ettiğin şeylere bizi razı kıl.
Ey sıkıntılı anımızda birikimimiz, zorluk zamanımda yaverimiz, nimetli günümüzde velinimetimiz, rağbet ve iştiyakımızın doruk noktası olan Rabbimiz! Sensin kusurumuzu örtecek, korkumuzu emniyete çevirecek ve sürçmemizi affedecek olan. O halde bizim hatamızı bağışla.Ey merhametlilerin en merhametlisi.”
Uyun dedi Rabb'im Hanif Dinine Ümmi Nebi yolu yoldur Ümmete Bütün güzellikler satha serpilmiş Müslümanım, hamdim bu keyfiyete
Dün orucuz diye, bu gün sözleştik Vuruldu davullar, yemek üleştik Fakir fukaraya sofra kuraştık Ben hayranım, hamdim bu keyfiyete
Ramazan başladı. Lütuflar başladı. Allah'a hamdolsun. Allah Rasulüne salât ve selâm olsun. Aline ashabına selâm olsun. Ramazan hayırlı olsun. Allah razı olsun Üstadım.
Ramazanınız mübarek olsun. Hayırlara vesile olsun inşaallah.
“Allah’ım! Bu günde iyilik ve ihsanı bize sevdir; fısk ve günahtan bizi nefret ettir; gazabını ve cehennem ateşini bize haram kıl
“Ey bela ve sıkıntı zamanında sığınağımız ve ey zorluk zamanında imdadımız! Sana yalvarıp yakarıyoruz. Senden imdat diliyoruz ve Sana sığınıyoruz, başkasına değil. Sıkıntı ve zorluklardan çıkışı ancak Senden diliyoruz. O halde imdadımıza yetiş ve bizi sıkıntılardan kurtar.
Ey az ameli kabul edip çok günahı affeden! Bizim az amelimizi kabul et ve çok günahımızı bağışla. Şüphesiz sen bağışlayan ve merhametlisin. Rabbimiz! Senden kalbimize birleşen bir iman diliyoruz ve birlikteliğinde ancak bize yazdığın şeylerin ulaşacağına kanaat getirebileceğimiz bir yakın istiyoruz. Ey merhametlilerin en merhametlisi! Hayatımızda bize kısmet ettiğin şeylere bizi razı kıl.
Ey sıkıntılı anımızda birikimimiz, zorluk zamanımda yaverimiz, nimetli günümüzde velinimetimiz, rağbet ve iştiyakımızın doruk noktası olan Rabbimiz! Sensin kusurumuzu örtecek, korkumuzu emniyete çevirecek ve sürçmemizi affedecek olan. O halde bizim hatamızı bağışla.Ey merhametlilerin en merhametlisi.”
Allah'ın hikmeti adına hak ve hakikatler içinde anlam ve anlatımı ile çok harika bir gönül sesiydi kutlar esenlikler dilerim...hayırlı ramazanlar dilerim dost....
Ramazanınız mübarek olsun. Hayırlara vesile olsun inşaallah.
“Allah’ım! Bu günde iyilik ve ihsanı bize sevdir; fısk ve günahtan bizi nefret ettir; gazabını ve cehennem ateşini bize haram kıl
“Ey bela ve sıkıntı zamanında sığınağımız ve ey zorluk zamanında imdadımız! Sana yalvarıp yakarıyoruz. Senden imdat diliyoruz ve Sana sığınıyoruz, başkasına değil. Sıkıntı ve zorluklardan çıkışı ancak Senden diliyoruz. O halde imdadımıza yetiş ve bizi sıkıntılardan kurtar.
Ey az ameli kabul edip çok günahı affeden! Bizim az amelimizi kabul et ve çok günahımızı bağışla. Şüphesiz sen bağışlayan ve merhametlisin. Rabbimiz! Senden kalbimize birleşen bir iman diliyoruz ve birlikteliğinde ancak bize yazdığın şeylerin ulaşacağına kanaat getirebileceğimiz bir yakın istiyoruz. Ey merhametlilerin en merhametlisi! Hayatımızda bize kısmet ettiğin şeylere bizi razı kıl.
Ey sıkıntılı anımızda birikimimiz, zorluk zamanımda yaverimiz, nimetli günümüzde velinimetimiz, rağbet ve iştiyakımızın doruk noktası olan Rabbimiz! Sensin kusurumuzu örtecek, korkumuzu emniyete çevirecek ve sürçmemizi affedecek olan. O halde bizim hatamızı bağışla.Ey merhametlilerin en merhametlisi.”
Bu hayırlı gayretinizden dolayı ne kadar teşekkür etsek azdır, sağolun varolun, Allah râzı olsun inşallah 🙏
Ramazanı Şerifimiz mübarek olsun, Cenab-ı Hak oruç ve diğer ibadetlerimizi kabul eylesin inşallah 🙏
Sonsuz selam ve dua ile.
Allah'a emanet olun
ŞÜKRÜ ATAY tarafından 3/23/2023 10:23:41 PM zamanında düzenlenmiştir.