UNUTAMAZSIN ÇAKIRGAN'IM
Kasap sevdiği deriyi yere çarparmış
Şairse över de övermiş İşine gelmediyse söver geçermiş ‘’Unutursun Mihriban’ım unutursun’’ demiş Seven unutulmuş, sevilen unutulmuş ‘’Yaşarsın kalbimin kızıl saçlı bacısı ‘’En fazla bir yıl sürer yirminci asırlılarda ölüm acısı’’ Nice ölüm acıları unutulmuş Ölen öldüğüyle, acısını çeken acısıyla kalmış Ya unutamadıklarımız?.. Yaşlı bedene düşmüş bir kurt Hani çakırdikeni vardır batar nasırlı ele Acısı geçti mi unutursun Gözden ıraksa hortlar da hortlar Bu defa batmaz dikeni Okşar bedeni Arılar, böcekler konar dikenli yapraklarına Atlı ordular gibi gelir geçer gözlerin önünden Her geçişte bir ak düşer saçlarının bir teline Hani kepir taşları vardır Keser gara lastik babucunu Canından can kopar Kırarsın kepir taşını sinirden Babucun yenisini aldın mı unutursun kepir taşını Ayağın yarasını, babucun yırtığını… Ayak basmaz olmuşsa kepir taşlarına Vay ki vay gelen başlarına Dizilir de dizilir kepir başlarına Üstüne üstlük bir de kınalı keklik konar başlarına Engel olamazsın yanağından süzülen gözyaşlarına Dedim ya, Unutamazsın Çakırgan’ım, unutamazsın... Daha da yazmadım Bulanık yalağı Küflü peynir kaymağı Dik yokuş sarp kayaları Dedim ya, Say say bitiremezsin Çakırgan’ım geveninden çekmeye... Gel de söyle Çakırgan’ım, Şair nasıl koysun noktasını virgülünü Bıraktım Çakırgan’ım, Bıraktım kendi haline Aksın Göksu gibi… İbrahim ŞAHİN |