MİRİM
Yıllar soluksuz akıyor
Ruhumdaki sızı büyüyor mirim Ömür demini buluyor Hayallerimiz asılıyor kayısı dallarına Umudumuz en zayıf yerinden kırılıyor Gözlerimiz her daim ufukta Heyecanımız yine yeniden dul kalıyor Yollar menzilini bulmadan kıvrılıyor Her virajda kayboluyor yüzüm Kaybediyoruz kazanamadıklarımızı Kazandıklarımız ihanet mayalı Hayat eksiliyor mirim Bir hikaye daha mendil ıslatıyor Mezar dolusu hüzün yetiyor bize Bozkırın türküleri terletiyor kulaklarımızı Kalplerimiz is tutuyor Gökten beş vakit hüzün yağıyor Kucağımıza sığmıyor yürek belası Susarak seviyoruz mirim Çalmadan kapıları Çığlık çığlığa susarak İçimizdeki kadim boşluk büyüyor Ağzımızın tadı ekşiyor mirim Göğsümüzde köpüren atları kurşunluyorlar Dudaklarımızda yeşeren bahçemize iniyor hazan Ne vakit kaynasa gönlümüzün süt pınarları Düşlerimiz kırılıyor ta göbeğinden Örselenmiş ömrümüzde başlıyor suratsız bir talan Her son vaktine nikahlanmış mirim Yok bir saniye öncesi bir adım sonrası İşliyor zamanın altın iğnesi Aldanma ışığına kış güneşinin Ayazına diz çökünce ortaya çıkıyor hilesi Visale erse de ömrümüz İnmiyor perdesi Noktalanmıyor çilesi Biteviye susuyoruz mirim Sınırlarını aşmıyoruz içerimizdeki kadim boşluğun Susarak seviyoruz Çalmadan kapıları Çığlık çığlığa susarak…. |