Serüveni bitti ,kitabın!...
Vir
güller ,
kırmızı kadife pencereyi bıraktı!.
Sağır ,
bir o kadar dilsiz kentler alfabesinde o...
tıpkı acılarımıza benzettiğimiz durakta bekliyordu...
kana karışan zehrin intikamını soluyordu...
çekip gitmeliydi ruhlar kirliydi ,
azat edilemeyecek kadar.
beyninin içinde tasarlanmış insan rolleri ...
dışı et ,dışı kemik...
içi ziyan.
Hayatı hafife alanlardandı ,
sonra hayatsız kalanlardan...
hiç düş görmedi belki ,
göremedi!...
gözlerini bürüdüğünde hırsın ve paranın tanrısı.
Koşuyordu sadece...
arkasına bakmadan ,düşmeden kalkmadan...
kanayan ,kırılan ,harcanan tek bir
gülüşü yoktu ,
gülmüyorduki o...
gülme yetisini kaybetmiş ,
bir insana benziyordu.
işaret parmağına hiç takmadı...
baharı çiçeği ,dalı...
işaret parmağında o yırtıcı kışla yaşadı ,
yaşadığını sandı!.
Oysa ona ışığı kokla !...diye seslenmiştim. boğmadan önce yüreğimi.
evlerin ışıkları ,
sonra sokak lambalarının ,
sonra
yıldızların...
ışıklar ,
gece ölmeden satır aralarında güzeldir!.
oysa adı neydi mutluluğun zormuydu ulaşılmazmı...
hiç bir sorumun cevabını öğrenemedim!!...
ya bilmiyordu
yada cevaplarıda tükenmişti
onunla aynı gövdenin içinde ...
konuşmuyordu!...
o, geçmişime tanıdık ,
bana ise sadece bir yabancıydı!.