Kaşındıran kanepe
Ne olur azıcık kaşısan şu sırtımı
Çok görme bana şu kadarcık yardımı ... Bir kere bile zeka küpünü tam çözememişlik batıyor bazen Çok bildiğine inanların uzun cümleli nasihatlerine muhataplık Arkası civalı camlarda gördüğüme yüz buruşturuyorum sahiden Ağzımın içinde bir aft , her lokma çevirişte ısırmalık Kötü şiirler okuyorum tepeleme klişe, süslü defterlerden, Haber diye önüme konanların hepsi kurgulanmış saçmalık Yok olmak istiyorum oturduğum şu kanepeden; Birden, böyle puf!! Az daha sağa, Az daha yukarı, Hah, tam orası... .... Klimanın kumandasında tuşlara birden basıyorum bazen İçerisi kuru, anlamsız bir rüzgar geziyor burnumda, gereksiz bir sıcaklık Yastıkların, kırlentlerin yamulmuşluğuna takıyorum inceden Gece olsa eyvallah, öğlen ikide ne bu karanlık! Çok çalışsam diyorum, öyle, yumulsam şu masaya, vakit geçmeden Ya da uyusam, kedi tüyü kaplı şu battaniye altında, ah ne kayıp! Yok etmek istiyorum şu lanetli kanepeyi gerçekten; Birden, böyle puf!! Daha sert bastır parmaklarını Vallahi orası çok kaşındı ... Bu gün öyle bir gün Bu yüzden bu safi bencilin tüm anahtarları sende Gel diyorum, geliyorsun Sebep sormadan, sormadan, sorgulamadan Kapı bile anahtarı çevirme sesini tanıyor, açılıyor Nefesin odaya doluyor Soluk alıyorum. Gelip şu kanepede yanımda oturuyorsun, sessiz Yüzümden bulanık bir renk seçiyor Yüz sürüp , usulca , siliyorsun Kesin bilgi; Sen, yok oluşlarıma iyi geliyorsun. 10.01.2023 Serpil ŞEN |
tebrikler
selam eder esenlikler dilerim