Ekim üşüntüsü
Bahçeli evlerin önünden yürüyorum akşamları
Çoğu terkedilmiş Eylülden... Balkon ışıkları keser sokağı canı henüz çıkmamışların Tütsülenir kenarları geceye koşan bulutların Yüzülmeyen havuzların sularından sızan lıkırtıyı Bastırıyor zincirli köpeklerin gece ağlamaları Çabuk özlüyorum ben bu hafif üşüten havaları. Huzurla aramdaki bu uzak mesafe ilişkisi Pek iyi gitmiyor birkaç zamandan beri Neyse ki mevsim yetişti... Ampulü şakacı sokak lambalarının altından yürüyorum Sahibini merak etmediğim gölgeler geçiyor kıpır kıpır yanımdan Açık pencerelerin sinekliklerinde takılı kısa ömürlülerden kopmuş kanatlar Daha yavaş düşüyor her gün adımım diğerinin önüne Dilime takılı sadece nakaratı hatırda türküler Nasıl bağlasam durmuyor yerinde sol ayakkabımın bağcığı Çabuk özlüyorum ben bu hafif üşüten havaları Seninle aramdaki bu uzak mesafe ilişkisi Pek iyi gitmiyor birkaç zamandan beri Neyse ki mevsim yetişti... Üstümde kolu kolumdan uzun bir hırka Saçımda yaz alışverişlerinden kalma kıstırmalı bir toka Ağzımda hiç tamamını hiç ezberleyemediğim o türkünün nakaratı Saçlarımı fiske atıyor alnımda çöreklenmiş gama Sokak lambaları hala göz kırpıyor dünyaya aldırmadan Balkonlardan birinde kulaklarından asılmış bir pofuduk tavşan Yürüyorum bahçe çitlerinin perilerini rahatsız etmeden Sessizce geçiyorum -beklenildiği gibi- sokağın selamsızlarını Çabuk özlüyorum ben bu hafif üşüten havaları Daha da sessiz özlüyorum seni bu mevsim Dökülüyor içime alışkın hüznümün kuru yaprakları Bahçeli evlerin önünden yürüyorum Bir elimde evin anahtarı Öbürü... Üşüdü, Sensiz Ekimlere karıştı... 13 Ekim 2023 Serpil ŞEN |