Paylaşmako, ağacın dalındaydı ben, pencere kenarında gördü aniden beni elinde kocaman bir cevizle far tutmuş tavşan gibi kalakaldı ürkek ve sessizce ve hatta nefesini tuttu belki de avucunun içindeki cevize sarıldı sıkı sıkı "kızma" dedi gözce "kovukta çocuklar aç, yolumu gözler öylece" "korkma" dedim bende "korkma sincap kardeş hepimize yeter ağaçtaki ceviz yeter ki paylaşmayı bilelim ikimiz!" "doğru ya" dedi sevinçle "paylaşmak güzeldir elbette" ve sonra dönüp arkasını sıçrayarak kaybolup yitti dallların arasında günlük nafakasının şükrü ve sevinciyle |