Uçurum Moru
Yıllar
Yokuş aşağı seğiren Kaç yıldızlı Kıdemli bir ihtiyar portresi çizmiş sanatkârımın elinden Vakitsiz göçen kuşların hepsi Bende karar kılmışlar Suzinak makamından ömrümü çalmış şarkılar Dalıp gitmişim saadeti yeşil olana Bilsen nasıl da kısa kısa geçmişim bir nakaratın içinden Diz çökmüşüm Forsum sökmüyor artık uzun havaların çalımına Bitmek bilmeyen bir gerilla savaşına doğru Yol al diyor içimin sesleri Kuytu bir meydanı siper etmişim İçimde itaatsiz düşler Üniforması yırtık şiirlerle seslenmişim sana Seni kelime kelime d’okuyup doğurmak Mutsuzluğu pıhtısından ayırmak Göbek bağını kesip koparmaktı karanlığın Gözün aydın sevgilim Bu çocuğa iyi davran olur mu İşte Nişanesi sökülmüş derbeder bir hayatın yükü Dilimde bir yemen ağıdı Yazılıp gitmişim figanına Merasimine hazırlanan bir bulut var gözlerimde ve refakatçi bir duman Ola ki ilişirse sürmenaja akrebin yaşlı soluğu Bil ki kıran kırana vuruşuyordur gırtlağımdaki kelimeler Araf arasında iki kat çarparken Ola ki teklemesini duyarsan kalbimin Adımlarımı yer çekmiş Adını ezber ettirdiğim yollar bile Yürüme kal" demiştir yerinde Gün doğuyor yine Gemiler yanaşıyor rıhtıma Dalgalar köpükleriyle raks ettiriyor Yoksunluğun körfezini Erguvanlar mevsim çiçeğini baharla taçlandırıyorlar Güller de kırmızı cümleler kurarak Ne güzel de aşk kokuyorlar Gözümün takılı kaldığı yerlerde bilimum renkler Gelinlik bir kız heyecanı taşıyor papatyalara Duvağını açıyor şehir Uyuyanlar uyanıyor Gidenler dönüyor seferinden Kavuşanlar mutlu Bense hâlâ donuk bir rüyanın sıfır noktasında Seni bekleme modundayım Bir yanı siyah kızılı Uçurum moruna yakın yaşıyorum Yarına Allah kerim _boran |
Gönül kalemi ince, hüzünlü.
El sallıyor, vedalaşir gibi.
Unutmadan, toparlıyor, son kez.
Renkler, mevsimler, az mutlulukla, çoğun hüzne akıyor.
Çok saygımla Şairim.