KUM SAATİ
uzak dağların nemli rüzgarları yaladı yüreğimi
o yüzden,ıslak ıslaktır hep gözlerim beyaz gelinliğinin hasretinden aldı rengini saçlarım o yüzden cümlesi ak gel demesi sana kolay be gülüm bir de bana bak asırlardır rıhtımına bağlandığım bu şehir tüketir ömrümü de bırakmaz beni pençelerine bak faroz’un eski ahşap binalarından kalma yangın yerlerine döndü gözlerim o kadar sıcak yoruldum artık bütün zamanların yükünü bir bedende taşımaktan ve başka bedenlerin günahlarına ortak olmaktan bir ömür boyu sevaplar bana çok uzak an gelir,ölümü özler olurum ruhumda ölüm;sonsuza kadar dinlenmektir bana ruhum,prangada bir mahküm misali bedene tutsak,çile günlerini doldurmakta sen susma,yine şarkılarını söyle ıssız dağlara şiirlerini yaz gönül defterlerine aklım birde sende kalmasın şimdi gününü gün etmeye bak bende mevsim güze döndü bir tanem sende daha yaz tükendi saatimde kum tanelerim senin sayfaların daha bembeyaz gülüm daha bembeyaz Faroz; Trabzon’un deniz kenarında tarihi bir balıkcı mahallesi |