11
Yorum
31
Beğeni
0,0
Puan
1110
Okunma
Kim bilir kaç imtihandan çıktı ırkım alnı ak
"Bitti" derken son musîbet derde dûçâr kıldı Hakk
İz bırakmaz zannederdim kalbe kasvet her belâ
Yandı heyhât yandı sînem sanki dersin Kerbelâ
Hem basîret dersi verdik hem bakarken kördü göz
Sözde kardeş bildiğinden çok ihânet gördü göz
Mûteber bir kul sanırken, pîri fânî bir beden
Yen içinden yivli hançer, haçtı sarkan cübbeden
Bakmadan hiç rûz-i mahşer, fasl-ı ukbâ kısmına
Secde etmek pek hazin şey kutlu kavmin hasmına.
Sûretinden iz ararken bunca yıldır lâinin
Sezdi millet maskesinden, bed sesinden hâinin
Saldırırken her cenahtan iplerinden kurtulan
Garba bayram oldu hüznüm, cân evimden yırtılan
Lav yağarken gökyüzünden kin kusarken top, tüfek
Kim bilir kaç anne eşsiz, şimdi öksüz kaç bebek
Sendelerken bombalardan silkelerken zelzele
Yek vücut hem tek yürektik! Belki ilk kez; el ele!
Bir hayalken Nesl-i Âsım, kaybolurken her umut
Gür sesinden göçtü birden şems önünden son bulut
Ülkümüz bir türkümüz bir, bir yürekten şarkımız
Aynı dâvâ, birdi düşman; yoktu artık farkımız
Bir taraftan tanka taşlar bir taraftan secdemiz
Tan doğarken dindi feryâd indi kâbus perdemiz
Her saat bir yıldı sandık; hiç tükenmez, çok uzun
Bolca ibret dersi aldık onbeşinden Temmuz’un
Garba sorsan, yoktu eksik, tüm hazırlık tam idi!
Gün batarken dîdesinden damlayan hüzzam idi
Âh çekerken intizârdan ecnebînin bestesi
Tamdı çoktan kayd-ı Firdevs, nesl-i Kâbil listesi
Ayrılıktan muzdaripken can sıkarken her gedik
Şerri gördük silkelendik bir ağızdan dur dedik
Yaklaşırken her delikten zehri âfet engerek
İntihardır zevke dalmak hem haramdır her döşek
Yerle yeksân olsa gülzâr, yansa yurdum eskaza
Kavm-i Türk çün şan şereftir ceng-i ekber, her gazâ
Biz ki en son kal’a - burcuz, Hakk’ka tâbî öncü iz
Türk’ü bekler puslu dağlar, şer tuzaklar, sığ deniz
Ahdimiz var söz ezelden; bilmeyen çok; arz olur
Cenge dâvet varsa şâyet, Türk’e destan farz olur...
Mecit AKTÜRK
Fâ’ilâtün / fâ’ilâtün / fâ’ilâtün / fâ’ilün