Öğrendik sanıyordum; yanılmışım malesef Muhabbet çırasını yakmayı bilemedik Gözümüz gördüğünden esef duymalı esef Âleme sevgi ile bakmayı bilemedik
Kapandıkça Kabil’le aramızdaki o fark Kurduğumuz düşlere, düştüğümüz hâle bak! Envai çeşit aşka etsek de sineyi ark Gönülden gönüllere akmayı bilemedik
İblisi yılan sayan âlim(!), akıllı(!) kulduk Hergün aynı delikten defaatle sokulduk Letafet pazarında sözün özünü bulduk Münasip lisan ile ekmeyi bilemedik
Han da hakkımız idi, saray da, yaz da... yat da Hiç ölüm yokmuş gibi yaşadık bu hayatta Kırk lisan eskitsek de dostluğu izahatta Kavgadan, nizadan el çekmeyi bilemedik
Tasmadan kurtulunca ipini saldığımız Acı tecrübe oldu hayattan aldığımız İblise kulak verip içine daldığımız Öfkenin girdabından çıkmayı bilemedik
Sadık kalmadan beşer "Kâlu belâ" borcuna Ne bu keşmekeş biter ne savaş ne curcuna Alın teri karsak da her amelin harcına Aşkı asrın burcuna dikmeyi bilemedik
Kin ile kirlendikçe sinelerdeki deniz Nasıl hergün yanmasın, sızlamasın bu geniz İnkâr etsek ne çıkar; suçlu sen, ben... hepimiz Sevginin önünde diz çökmeyi bilemedik
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
“İnsanın içsel çatışmalarını ve eksikliklerini samimi bir dille ortaya koyan güçlü bir eser. İnsanlığın sevgiye, anlayışa ve barışa olan ihtiyacını vurgularken, kendi zaaflarımızla yüzleşmeye davet ediyor.”
Rahman onun önünde diz çökmemizi Neden istesin? Zira kendi ruhundan üflemişken hepimizi
O vakit gidelim Arap ülkelerine zihinlerimizle Statüde en çok oğlancı olanlara tamah eden Tanrı Neden Onları değilde İsrail’i lanetledi 👀 Bu işte bir anormallik yoksa bende ismimi değiştiririm
Tüm araştırmalarımı belki ilerde bir kitap olarak sunarım belki sunmam ama hiçbir şey bilindiği gibi değil. Bunu biliyorum.
İnsanları perdele me 🐑 kuzulaştırma lejonları her şeyde ve her yerde.
İnsan ahmak-ı bir sırla var edildi Cildi kemikleri Yüce yaradının himayesinde Ve eğer bir ruh onun aynası olmak isterse bunun önüne kimse set çekemez never
Saygımla Mecit Ağabey Sevgi ve ışık ve hatta karanlık hepsi bizim Biz neysek ona evrimleşirler
Hürmet sevgi ve ışıkla 🪷🚪🗝 Anahtarda benim kilitte ♾
Anlaşılmak Adına: Ben Katolik olarak büyütüldüm ve katoliklerin Kesln ayrıntıları vardır. Dirseğimin üstünde hiç kısa kollu giymedim ya da bedeni ifşa edecek kıyafetleri. Ve ömrü hayatımda asla küfür etmedim.
Sadece gülücük kuşlarına yazdığım şiirlerimde ve senaryolarımda küfürü sert dille kullandım. Hepsi bu kadar.
Ve real hayatımda üç büyük küfürüm: Oha çüş yuh oldu.
Savrulsam Sökülsem Ankanın küllerinden mezarıma Cesedimin iadesinde ağlamasa a n n e m
avuç içlerimden göğe dualarım u ç u ş u r l a r besmeleyi dil altına çiğ ruhuma m ı h l a y ı ş l a r ı m d a kendi sesimde tutuklanır nefsim ney sesleri göğsümü sıkıştırır ardıma kadar ölüm doğururken kırık cümlelerim cennet kayıp veriyor Fil suresinde kıyametimi yaşarım aklımın katmanında mateme boğulurum tırnakların arasına yerleşen ş e y t a n ı n çocuklarıyla
az ö l ü m içse içim cellat k ı r b o y n u m u darağacında
and olsun içimdeki ruhuma sâlâ seslerinde ölsün ölsün ki yaradanın varlığını Esma-yı Hüsna’ da içsin kanayan gözlerimle mıh ile mahında vursunlar r u h u m u göğün gözünden düşer kırgın hayallerim mestanında ayetler yetişir gönlümün aciz kurak damarlarına
H i r a’ nın heybetinde yok olsam içimdeki saklanan çocuk benliğimle y e t i ş imdadıma n u r u m y e t i ş aşk yol eylesin Rabia’ nın dualarında
korkuyorum tepkili alev yiyen yeğ tutmuş kalbimden şimdi yan diyorum yan kendine kızgın kor alevler içinde y a n yan ki yanmayı öğrenesin zina düşmüş yeryüzü cehenneminde sus olan cennet vadilerimde dudaklarıma s e n sürülürken lâl kesilmiş yüzümde gamzem içredir akıttığım her gözyaşımda Hüda’ da aklanmama vesile olurmu ey kûn aşkına vurulduğum h â y
şerha şerha ışıkların nurunda doğarsın varlığın ay gecenin koynunda zikriyle parlar rahimde demlenirken bir bebek dokuz ay on günün gergefinde ’’ nideydim ’’ aşkı ’’ sen yüz çevirsen ay kapkara olur ’’ Meryem k ı z ı ruhumda
meallerinin saçlarıma yansımasında d ü ş s e m ölüm kundağına d o ğ s a m mezarın sırtında sevaplarımla ve günahlarımla A r a f’ a düşmeden ruhum geçer mi Sırat’ ın kılıcından tespih tanelerimin hıçkırıkları
e y g ü l korkularımı alsan ısıtsan doyumun gerçekliğinde Nuh Aleyhisselâm’ ın şükründe doğumum gerçekleşe mahşerde kıyametin beddusunda İbrahim’ in nefsinde dirilsem
k û n a ş k ı n a
yâr olduğum Rabb dağla beni beşiğimde yeniden ölmelerimde
Bir beyaz gömlek giydim bu gece — butonları biraz eksik, yani biraz açık, yani “bak ama yakma” kıvamında.
Masada mezeler dizilmiş, kalamar hala bana bakıyor, “Sen ondan çok delisin,” diyor. Haklı.
Kadehime rakıyı sen koymadın. Ama ben içerken senin dudağını ısırdım sanki uzaktan. Cümlenin sonuna limon sıktım. “Yanıyorsan, yansın” dedim ve sana kadeh kaldırdım — ama kalbimle.
Flört nedir, bilir misin Arjin? Bir cümlenin ortasında birinin kirpiğine takılmaktır. Sen bana bakınca dilimin ucundaki bütün küfürler şiire dönüştü.
Sen: "Bu gece fazla içmesen?" dedin. Ben: "Bu gece fazla aşık olmasan?" dedim. Sonra ikimiz de sustuk — çünkü sustukça masanın altından ayaklarımız birbirine dokundu.Şiir temalı hediyelik eşyalar Birbirine değen her parmak ucu, birer şiirdi ve biz kafiyesiz seviştik.
Derken şarkı değişti, Sen’in sesi değişti, Ve içimdeki 5 yaşındaki cinnet çatalı eline aldı: "Sev beni" dedi. "Ya da bu mezenin gözünü oyarım."
Kadehler karıştı, gece kalçalarına kadar indi. Ben masada değil, senin ses tonunun içinde oturuyordum artık. Dilin rakı kokuyordu — ama kalbin... limonla yıkanmış bir mehtap gibiydi.
Sonra ben bir an sustum — sustum çünkü çatal bıçağa aşkı anlatmaya çalışıyordum. Sen o sırada başka birine baktın. İşte o an ruhum çakmakla kendini yaktı.
Ve ben — kadehimi alnıma dayadım. "Şerefe cinnet!" dedim. Çünkü bu aşk, sadece sevişmekle değil,
Anlaşılmak Adına: Ben Katolik olarak büyütüldüm ve katoliklerin Kesln ayrıntıları vardır. Dirseğimin üstünde hiç kısa kollu giymedim ya da bedeni ifşa edecek kıyafetleri. Ve ömrü hayatımda asla küfür etmedim.
Sadece gülücük kuşlarına yazdığım şiirlerimde ve senaryolarımda küfürü sert dille kullandım. Hepsi bu kadar.
Ve real hayatımda üç büyük küfürüm: Oha çüş yuh oldu.
Savrulsam Sökülsem Ankanın küllerinden mezarıma Cesedimin iadesinde ağlamasa a n n e m
avuç içlerimden göğe dualarım u ç u ş u r l a r besmeleyi dil altına çiğ ruhuma m ı h l a y ı ş l a r ı m d a kendi sesimde tutuklanır nefsim ney sesleri göğsümü sıkıştırır ardıma kadar ölüm doğururken kırık cümlelerim cennet kayıp veriyor Fil suresinde kıyametimi yaşarım aklımın katmanında mateme boğulurum tırnakların arasına yerleşen ş e y t a n ı n çocuklarıyla
az ö l ü m içse içim cellat k ı r b o y n u m u darağacında
and olsun içimdeki ruhuma sâlâ seslerinde ölsün ölsün ki yaradanın varlığını Esma-yı Hüsna’ da içsin kanayan gözlerimle mıh ile mahında vursunlar r u h u m u göğün gözünden düşer kırgın hayallerim mestanında ayetler yetişir gönlümün aciz kurak damarlarına
H i r a’ nın heybetinde yok olsam içimdeki saklanan çocuk benliğimle y e t i ş imdadıma n u r u m y e t i ş aşk yol eylesin Rabia’ nın dualarında
korkuyorum tepkili alev yiyen yeğ tutmuş kalbimden şimdi yan diyorum yan kendine kızgın kor alevler içinde y a n yan ki yanmayı öğrenesin zina düşmüş yeryüzü cehenneminde sus olan cennet vadilerimde dudaklarıma s e n sürülürken lâl kesilmiş yüzümde gamzem içredir akıttığım her gözyaşımda Hüda’ da aklanmama vesile olurmu ey kûn aşkına vurulduğum h â y
şerha şerha ışıkların nurunda doğarsın varlığın ay gecenin koynunda zikriyle parlar rahimde demlenirken bir bebek dokuz ay on günün gergefinde ’’ nideydim ’’ aşkı ’’ sen yüz çevirsen ay kapkara olur ’’ Meryem k ı z ı ruhumda
meallerinin saçlarıma yansımasında d ü ş s e m ölüm kundağına d o ğ s a m mezarın sırtında sevaplarımla ve günahlarımla A r a f’ a düşmeden ruhum geçer mi Sırat’ ın kılıcından tespih tanelerimin hıçkırıkları
e y g ü l korkularımı alsan ısıtsan doyumun gerçekliğinde Nuh Aleyhisselâm’ ın şükründe doğumum gerçekleşe mahşerde kıyametin beddusunda İbrahim’ in nefsinde dirilsem
k û n a ş k ı n a
yâr olduğum Rabb dağla beni beşiğimde yeniden ölmelerimde
Bir beyaz gömlek giydim bu gece — butonları biraz eksik, yani biraz açık, yani “bak ama yakma” kıvamında.
Masada mezeler dizilmiş, kalamar hala bana bakıyor, “Sen ondan çok delisin,” diyor. Haklı.
Kadehime rakıyı sen koymadın. Ama ben içerken senin dudağını ısırdım sanki uzaktan. Cümlenin sonuna limon sıktım. “Yanıyorsan, yansın” dedim ve sana kadeh kaldırdım — ama kalbimle.
Flört nedir, bilir misin Arjin? Bir cümlenin ortasında birinin kirpiğine takılmaktır. Sen bana bakınca dilimin ucundaki bütün küfürler şiire dönüştü.
Sen: "Bu gece fazla içmesen?" dedin. Ben: "Bu gece fazla aşık olmasan?" dedim. Sonra ikimiz de sustuk — çünkü sustukça masanın altından ayaklarımız birbirine dokundu.Şiir temalı hediyelik eşyalar Birbirine değen her parmak ucu, birer şiirdi ve biz kafiyesiz seviştik.
Derken şarkı değişti, Sen’in sesi değişti, Ve içimdeki 5 yaşındaki cinnet çatalı eline aldı: "Sev beni" dedi. "Ya da bu mezenin gözünü oyarım."
Kadehler karıştı, gece kalçalarına kadar indi. Ben masada değil, senin ses tonunun içinde oturuyordum artık. Dilin rakı kokuyordu — ama kalbin... limonla yıkanmış bir mehtap gibiydi.
Sonra ben bir an sustum — sustum çünkü çatal bıçağa aşkı anlatmaya çalışıyordum. Sen o sırada başka birine baktın. İşte o an ruhum çakmakla kendini yaktı.
Ve ben — kadehimi alnıma dayadım. "Şerefe cinnet!" dedim. Çünkü bu aşk, sadece sevişmekle değil,
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.