10
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1758
Okunma

Bir garip yolcuyum
uzak
çok uzak diyarlardan geldim
asırlar ötesinden
yorgunum
ellerim boş, boynum bükük
gözyaşı dolu heybemde
yalnızca kalbimi alıp getirdim sana
ayrılıklarla delik deşik kalbimi
başka bir şeyimde yoktu getirecek
Bir mecnunum
yüreğimde leyli yollar
koynumda ayrılık türküleri
saçlarımda kızıl çöl rüzgarları
ve dudağımda kırık dökük şiirlerle
yalnızlıklar boyu özlemlere akan nehirler gibi
tanımadığın memleketlerden
bilmediğin kentlerden hasretimi alıp getirdim sana
üstelik her adımda ağlayarak...
Yıllar yılı
bir seni bir de hasretini mühürledim yüreğime
kilit üstüne kilit , zincir üstüne zincir vurdum
bir damladan derya yaptığım gözyaşlarıma
sattım anahtarını
yıldızlar dizerek aşkın ak saçlarına ayrılıkların
Aç pencereni
sana demet demet hasret
bulut bulut yağmur getirdim gözlerimden
gel sarıl bir öpümlük gül gibi…
Bir göçmen kuşum
göğünü yitirmiş kelebek
bir kanadım aşk dolu
bir kanadım hasret
dinmek bilmeyen bir özlemle
al kat yalnızlığımı yalnızlığına…
ekle hasretimi hasretine...
Bülbülüm
gönlünün altın kafesine tutsak
bir kanadım ateşler içinde
bir kanadım gülistan
Bir garip yolcuyum
uzak
çok uzak diyarlardan geldim
yüküm ağır…
yıkıldım kapına yorgun
düşsüzüm, düşlerine al beni
soluksuz sevişmelerine sakla
gel uzan yanıma sarıl bir asır
bin yıl hasretini çektim
bir güle sığdır beni...
5.0
100% (1)