AY IŞIĞINA ŞARKILAR (isimli kitabımdan seçme AŞK şiirleri)
1 Aşka Dair
Ey benim ay ışığı kadar güzel sevdiğim Sen de ay ışığı gibi beni terkedip gitme 1 Gittin Ya Gittin aynalarda silindi yüzün kalbimi ateşe yakışım ondan içimde sızılar gözümde hüzün böyle melûl-mahzun bakışım ondan gittin ya yaprak döktü sevgi ağacı inleyen dalında ince bir sancı gittin ya şimdi her yer bana yabancı kendimi dağlara vuruşum ondan gittin boyun büktü güller gülşenler gittin ya sarardı soldu bahçeler uzak diyarlara göçtü serçeler esen yele haber soruşum ondan gittin ya tükendi mavi aydınlık gittin ya şimdi her yer karanlık mevsimler yüzüme gülmüyor artık böyle garip garip susuşum ondan kalmadı bir umut tükendi neşem vakitsiz boynunu büktü menekşem yüzünü görmeden ölmek endişem böyle boynu bükük duruşum ondan 2 Günüm güneşim ol, ısınacağım Günüm güneşim ol, ısınacağım Ümit duvarım ol, yaslanacağım Sevgi yağmurum ol, ıslanacağım Gül kokun bir ömür tenimde kalsın Sen uykuysan ben gördügün düş olam Sen yuvaysan ben bir yavru kuş olam Ağlar isen yanağında yaş olam Gözlerin bir ömür gözümde kalsın Gel sevgilim ol benim, düş kaçağım Göğsüne başımı yaslayacağım Kalbimin içinde saklayacağım Özlemin bir ömür gönlümde kalsın Bir dünya sun bana tutunacağım Gönlümü sevginle avutacağım Bütün ihanetleri unutacağım Ellerin bir ömür elimde kalsın Sevgi mırıldayan nehirler gibi Derin uykularda şehirler gibi İsminki dualar şiirler gibi Ölünceye kadar dilimde kalsın 3 Kimi Sevsem Sensin Bahar sensin, bahçe sensin, gül sensin şiir sensin, mısra sensin, dil sensin ateş sensin, duman sensin, kül sensin hangi yöne gitsem, kimi sevsem sensin baharda tomurcuk nazlı çiçeksin ömrümü önüne serdiğim renksin uğruna canımı verdiğim cenksin hangi yana vursam, kime gitsem sensin Arım sensin, çecim sensin, balım sen bahar sensin, çiçek sensin, dalım sen ipek sensin, şalım sensin, alım sen hangi yöne gitsem, kimi sevsem sensin Gül gülşenler senindir, sen benimsin dünya alem senindir, sen benimsin aşk-ı nağme senindir, sen benimsin hangi yana vursam, kimi sevsem sensin Canda özüm, özümde canım sensin ruhda gözüm, gözde nihanım sensin vatan-ı tacım, tacı cihanım sensin hangi yana vursam, kime gitsem sensin Göster cemâlini ey mihribanım hilâl kaşlım, aybakışlım, sol yanım usul boylum, yıldız gamzelim, fidanım hangi yana vursam, kime gitsem sensin sensin sevincim, neşem, hevesim sen sensin kalbimin sesi, nefesim sen aynalarda baktığım her resim sen hangi yana vursam, kime gitsem sensin yalancı dünyada baş tacım sensin sevincim, huzurum, tek acım sensin düşmüşüm derdine, ilacım sensin hangi yana vursam, kime dönsem sensin Ömrüm sende, gönlüm sende, gözüm sen şarkım sende, sazım sende, sözüm sen nazım sende, yazım sende, özüm sen hangi yöne dönsem, kime gitsem sensin Bülbül-ü bi-zarım, figanım sensin derdine düşmüşüm dermanım sensin bir mahkümüm idam fermanım sensin hangi yana vursam, kimi sevsem sensin 4 Sine-i AŞK Aşkımdan büyük aşk olmasın diye Bülbülü öldürdüm, gülü soldurdum Mecnun Leyla’sını bulmasın diye Sahrayı öldürdüm, çölü yoldurdum Benden başkası bakmasın diye Gözlerde ırmaklar akmasın diye Alevin kimseyi yakmasın diye Ateşi söndürdüm, külü öldürdüm Ağuyla doldurdum bardağım,tasım Ben bittim bitmedi bir ömür yasım Duvardaki sazdı bütün mirasım Çanağı böldürdüm, teli öldürdüm Dağlara dumanın ağmasın diye Üstüme güneşin doğmasın diye Yaprağında şebnem ağlasın diye Yağmuru öldürdüm, seli öldürdüm yönünü yitirmiş bir rüzgarım ben bülbülüne hasret intizarım ben aşklara berhava bergüzarım ben dumanı öldürdüm, yeli öldürdümdüm 5 Karanlık gecede mehtabım olsan Karanlık gecede mehtabım olsan Süzülsen o hayal sessizliğinle Dilinde nağmeler elinde keman Okşasan ruhumu güzel sesinle Özge canım olsan gönül yoldaşım Bir ömür dizinde dinlense başım Akarsa uğruna aksın gözyaşım Yakarsa ateşler yaksın elinle Bir daha sönmesin içimde közün Bir daha çalmasın kapımı hüzün Çiçekler açtırsa gülünce yüzün Dağılsa efkarım gül nefesinle Kimse okşamasın al yanağını Öpmesin başkası gül dudağını Bana bağışlasan gönül bağını Sevgiden bir yuva kursak seninle 6 Öyle uzaklarda arama beni Öyle uzaklarda arama beni melül mahsun bakan bakışındayım sahte sevgilerde sınama beni kalbinin çırpınan atışındayım dudaktan dudağa bir şiir gibi yıldızlara hasret bir şehir gibi gönülden gönüle bir nehir gibi nazlı bir pınarın akışındayım sen var bu dünyada gönlünce yaşa bakıp uzaklarda arama boşa dertlerle bulursun beni başbaşa sen ağlarsan gözünün yaşındayım ayrıldığın yerde ah var,figan var ağaçlar yas tutar, kırılgan dallar gülünce çimlerde yeşil bir bahar nazlı bir çiçeğin nakışındayım her tufan ardında bir güz bıraktı solan her yaprakta bin giz bıraktı çektiğim her acı bir iz bıraktı şimdi bir ömrün kara kışındayım sen hala içimde incecik sancı biricik sevdiğim başımın tacı sarıldığın yerde kalsada acı ben hala o pınarın başındayım eserken başında kavak yelleri bağlanmıştı gönlüm öyle serseri sen hala o güzel, nazlı, cilveli ben hala o ondokuz yaşındayım 7 Kalbime Vurulan Mühür Gibisin Gözlerin ufkumda bir nur inanki En umutsuz karanlık gecelerde Seninle kördüğüm gibiyim sanki Çözülmek bilmeyen bilmecelerde Seni sevipte unutmak mümkün mü? Kalbime vurulan mühür gibisin Ben deli divane hayat küskünü Sen daha taptaze ömür gibisin Sen bir leyla isen bende mecnunum Öylesine yangın öylesine vurgunum Sensiz yaşayamam anlıyor musun? Hava gibi su gibi sana mecburum Sensin içli sevdam nazlı çiçeğim en güzel hülyam, hayalim, gerçeğim Bu can bu bedende var oldukça Seni ölümüm gibi bekleyeceğim 8 Bir Sen Değişmedin Şu Yüreğimde Yıllar gelip geçti zaman değişti Bir sen değişmedin şu yüreğimde Dağlara kar düştü duman değişti Bir sen değişmedin sevdiğim bende Ovalar nehirler düzler değişti Baharlar rüzgarlar güzler değişti İnsanlar nesiller yüzler değişti Bir sen değişmedin şu yüreğimde Sen hala içimde incecik sancı Biricik sevdiğim başımın tacı Sevenler eskidi herkes yabancı Bir sen eskimedin şu yüreğimde Mevsimler takvimler yıllar eskidi Resimler kavimler kullar eskidi Gelenler gidenler yollar eskidi Bir sen eskimedin sevdiğim bende Şaşsa da yollarım kesilsede hız Gözlerin gönlümde sönmeyen yıldız Hala yavuklumsun o nazenin kız Bir sen değişmedin şu yüreğimde Kurallar töreler bazlar değişti Sevdalar sevgiler hazlar değişti Kadınlar gelinler kızlar değişti Bir sen değişmedin şu yeryüzünde Eserken başımda kavak yelleri Bağlanmıştı gönlüm öyle serseri Sen hala sevecen nazlı cilveli Hiç mi değişmedin sevdiğim bende Bakışlar işmarlar gözler değişti Şarkılar duygular sözler değişti Saçlara ak düştü yüzler değişti Bir sen değişmedin sevdiğim bende Şehirler sokaklar evler değişti Bahçeler tarlalar köyler değişti Ağalar köleler beyler değişti Bir sen değişmedin şu yeryüzünde Can Nuri’yim yıllar ne çabuk geçti Avurtlarım çöktü şeklim değişti Doldu vadem ölüm çağım erişti Bir sen değişmedin durursun öyle 9 Sen ol bu dünyada güneşim ayım Dönderme yüzünü kurban olaym Sen ol bu dünyada güneşim ayım Yalnız ben seveyim, ben okşayayım Gezmesin bir başka el saçlarında Kalbimin içidir en güzel yerin Tutmasın bir başka eli ellerin Gözlerin gözümde bak derin derin Kaybolup gideyim bakışlarında Yüce dağ başına yağan karlarca Seyrine dalayım senin yıllarca Gönül ırmağında coşan sularca Bin huzur bulayım akışlarında Süsenim sümbülüm reyhancasına Kekliğim maralım ceylancasına Tamburum cümbüşüm kemancasına Şarkılar derleyim ağaçlarında Tanrıya dilenen dilekler gibi Cennet de dolanan melekler gibi Sevda dağındaki çiçekler gibi Bir ömür kalayım yamaçlarında 10 Ömrümce bir seni sevdim bilesin Başka söz demedim bilmedi dilim başka el tutmadım ermedi elim başka saz vurmadım çalmadı telim ömrümce bir seni sevdim bilesin ey sevdalı bohçam, al güllü bağım ey gönül bülbülüm, dumanlı dağım ruhuma can katıp akan ırmağım kalbimi bir sana serdim bilesin sen yoksan sevdiğim, gönül divane sen yoksan bu elde hanem virane sen yoksun sümbülden, gülden bana ne hasretinden çile derdim bilesin bahar yeşil yeşil al bahçelerde mehtap ışıl ışıl bak gecelerde sular pırıl pırıl akar derede gönlümü bir sana verdim bilesin sen ki, aşkın, ateşin, hasretin adı şu garip gönlümün bitmez feryadı çeker mi bu aşkı bir kuş kanadı? kalbimi bir sana gerdim bilesin sazında inleyen tele yaz beni türkünü söyleyen dile yaz beni saçını okşayan ele yaz beni ömrümce bir seni sevdim bilesin hep seni bekledim gelirsin diye gelip gözyaşımı silersin diye bir gün sevdiğimi bilirsin diye bir ömür seni bekledim bilesin Can Nuri sevdikçe sen uzak durdun şu seven yüreğe hep tuzak kurdun en son kurşununla kalbimden vurdun dünyada yenilmez devdim bilesin 11 Beni ataşlara bıraktın gittin Adımı dertlere yazanım sensin bahçemi kurutan hazanım sensin ömrümü bitiren nazanım sensin gözümü yaşlara bıraktın gittin Ateş-i aşk ile kavurdun beni rüzgardan rüzgara savurdun beni düşman kurşunuyla ah vurdun beni bitmez savaşlara bıraktın gittin gönlümü çalan hırsızım oldun ömrüme ışıyan yıldızım oldun baharı bitiren son yazım oldun bahtımı kışlara bıraktın gittin duman oldum dağlar bürüdüm durdum yıllarca ardından yürüdüm durdum ömrümü peşinden sürüdüm durdum beni ataşlara bıraktın gittin kimsesiz bahtıma adresim oldun seslerin içinde tek sesim oldun şimdi ecelim,son nefesim oldun bağrımı taşlara bıraktın gittin dardayım ey sevda gülü dardayım nardayım ey veda gülü nardayım nerede bıraktın hala oradayım beni acılara bıraktın gittin ömür baharımda kara kış oldun dudağımda kalan son gülüş oldun zifir gecelerde korku düş oldun olmaz sabahlara bıraktın gittin ömrümü bitiren zehirim oldun yangınlar kül etmiş şehirim oldun kaynağı kan akan nehirim oldun beni alkanlara bıraktın gittin ezelim, ebedim, ezenim oldun kalbimi kurşuna dizenim oldun CanNuri derimi yüzenim oldun canımı ahlara bıraktın gittin 12 Bir daha seversem yeminim olsun Başımı önüme eğer giderim Bir daha gelirsem yeminim olsun Bunca çektiğime kader mi derim Bir daha seversem yeminim olsun Bakarsam yüzüne gözüm kör olsun Taşlardan taşlara vursan da başın Gökleri delse de her yakarışın Bir ömür durmadan aksa da yaşın Bir daha silersem yeminim olsun Bakarsam yüzüne gözüm kör olsun Kışlara çevirdin bahar, yazımı İçime işledin dinmez sızımı Aşkınla çaldığım gönül sazımı Bir daha çalarsam yeminim olsun Bakarsam yüzüne gözüm kör olsun Her an dövseler, sövseler bile Ömrünce ızdırap verseler bile Kimsesiz mezara gömseler bile Üstüne gelirsem yeminim olsun Dönüp de bakarsam gözüm kör olsun 13 Gülümü kurutan hazanım oldun Hasretle bir ömür ahuzar ettim bin ümitle bakıp intizar ettim aşkın çöllerini bendi yar ettim dumansız alevle yanarım şimdi adımı dertlere yazanım oldun gülümü kurutan hazanım oldun ömrümü bitiren nazanım oldun bir onmaz yarayla kanarım şimdi bir zaman dünyaya mutlu bakarken deli çaylar gibi çoşup akarken ölümsüz aşklara şarkı yakarken her gece ismini anarım şimdi gönlümü çalan hırsızım oldun ömrümü karartan yıldızım oldun baharı bitiren son yazım oldun karlı gecelerde donarım şimdi sen gideli sorma bende nen kaldı sen gideli ruhsuz bir beden kaldı ne senden bir iz, ne bende ben kaldı bir köşede garip bakarım şimdi ömrümü bitiren zehirim oldun yangını kül olmuş şehirim oldun kaynağı kan akan nehirim oldun bir onmaz yarayla kanarım şimdi ateş alev oldun kavurdun beni rüzgar olup çöle savurdun beni düşman kurşunuyla ah vurdun beni yaramı herkesten saklarım şimdi 14 Nerde Kaldı Eski Günler Hani nerde kaldı o eski günler Bakıp bakıp göz ettiğin sevdiğim Gizli gizli tenhalarda buluşup Sevdalardan söz ettiğin sevdiğim Güzel duygulara gönlünü verip Beni sevdiğine yeminler edip İpek saçlarını göğsüme serip Türlü türlü naz ettiğin sevdiğim Nerde kaldı tebesümler, gülüşler Kurduğun hayaller, gördüğün düşler Giydiğin fistanlar, taktığın süsler Kurda kuşa haz verdiğin sevdiğim Her ayrılış yüreğıni yakarken Yanağından damla damla akarken Boyun büküp ardımsıra bakarken Mektup şiir yaz dedığin sevdiğim Can Nuri günlerce durup diz dize Usanmadan bakışırdık göz göze Nazara mı geldik, ne oldu bize Bin yıl bile az dediğin sevdiğim 15 Aşk Yüzünden Geçip gitti üstümüzde mevsimler baharlar tükendi yazlara kaldık soldu anılarda kalan resimler sevgiler islendi nazlara kaldık çöllere düşmüşüz bir aşk yüzünden kavrulup pişmişiz bir aşk yüzünden zehirler içmişiz bir aşk yüzünden feryad-ı figan avazlara kaldık gidenler bir haber salmıyor artık dostluğa bir selam almıyor artık tezeneler kırıldı çalmıyor artık türküler tükendi sazlara kaldık her gün bin kahır her dakka bir çile bin eza yüklendik biz bile bile bağlandık aşklara kördüğüm ile pınarı kurumuş hazlara kaldık 16 Çöz leyli leyli Yağmur ol göklerde yağ üzerime Yeşersin gönlümde güz leyli leyli Güneş ol ufkumda doğ yüreğime Ağlasın sevinçten göz leyli leyli Hayalsin sevdiğim düşsün gördüğüm Benliğim seninle olmuş kördüğüm Bir kul sevgisidir sarıp ördüğüm Tanrı aşkı için çöz leyli leyli Savrulmuş umutlar tutulmuş yele Gitmiyor hüzünler bitmiyor çile Yıllardır yanarım ben bu dert ile Sönmüyor sinemde köz leyli leyli Gözümde hayalin ne yana baksam Bir dertli türküdür gelen her akşam Kırıldı çanağım tellerde bin gam Durur garip garip saz leyli leyli Dağlara mı çıktın çöle mi düştün Güller açmaz oldu sümbüller üzgün Ellere mi kastın bana mı küstün Yeter eylediğin naz leyli leyli Bir ömür beklettin yana yakıla Yakışmaz sevdiğim böylesi kula Eğer gelmiyorsan bir selam yolla Arada bir mektup yaz leyli leyli 17 Kör olayım beni sevmiyorsa "Lesbia Açıyor ağzını yumuyor gözünü, Bana demedik laf komuyor Lesbia. Ama kör olayım beni sevmiyorsa. Ne belli mi? Bana bakın anlarsınız. Ben de ona söylemedik laf bırakmam. Ama kör olayım, onu sevmiyorsam." Catullus İ.Ö.84-54. Catullus’lama Bir zaman ömrümüz yazdı bahardı Ne bülbül ah eder, ne gül ağlardı Değişti mevsimler hazanlar sardı Ama kör olayım onu sevmiyorsam Unuttum hiç özlemedim dese de yollarını gözlemedim dese de kimselerden gizlemedim dese de Ama kör olayım beni sevmiyorsa Beni nerde görse kızgın bakıyor O küskün bakışı içim yakıyor Gel ki, söylenmedik laf bırakmıyor Ama kahrolayım beni sevmiyorsa Her gördüğü yerde asar yüzünü Açıyor ağzını yumuyor gözünü Dinlemiyor bile benim sözümü Ama kör olayım oda sevmiyorsa Nerden mi biliyorum gözüme bakın Sanmayın özlemedim umursamadım Ben de söylenmedik söz bırakmadım Ama kahrolayım onu sevmiyorsam 18 O yarin elinde mendil olsaydım O yarin elinde mendil olsaydım sürmeli gözüne sürseydi beni hayat bahçesinde bir gül olsaydım her gelip geçende görseydi beni üşüdüm der ise ateş olsaydım yalnızım der ise bir eş olsaydım istemezse candan kardeş olsaydım canından candostu bilseydi beni bir şarkı olsaydım gönül dilinde savrulup gitseydim seher yelinde gül olsaydım o kınalı elinde her sabah koklayıp öpseydi beni gidip de dönmese hep bekleseydim ömrümü verseler de ekleseydim dermansız dert olsa yine çekseydim yeterki bir gelip görseydi beni o nazlı elinde bir gül olsaydım baharda açsaydım, güzde solsaydım her gün düşlerine akıp dolsaydım varıp bir pınara sorsaydı beni bir ırmak olsaydım coşup taşsaydım karşıma çıkarsa donup şaşsaydım onun için karlı dağlar aşsaydım her bahar rüzgara verseydi beni mecnunun düştüğü çöle dönseydim çöllerde savrulan küle dönseydim geçtiği yollarda güle dönseydim her bahar gelende derseydi beni nazlı nazlı akan pınar olsaydım akıp akıp yüreğine dolsaydım gül olup uğruna her gün solsaydım her gelip geçende görseydi beni dönmese bir ömür hasret çekseydim sümbülle ağlayıp boyun bükseydim gözlerimden kanlı yaşlar dökseydim yağan yağmurlara deseydi beni gidip kapısında taşa dönseydim dolanıp dolanıp başa dönseydim gözünde süzülen yaşa dönseydim her gece yastıkta silseydi beni Can Nuri uğruna dağlar delseydim bir mendil olsaydım yaşın silseydim elleri elimde düşüp ölseydim kalbinin içine gömseydi beni 19 Anladım bu dünya yalan sevdiğim Çicek çiçek açıp ağaçlarımda Yaprak yaprak dalda solan sevdiğim Damla damla akıp göz uclarımda Derya derya kalbe dolan sevdiğim Bazen bir alevsin avuçlarımda Bazen bir menekşe yamaçlarımda Bazen bir rüzgarsın kır saçlarımda Tutam tatam başım yolan sevdiğim Bir zaman ömrümüz yazdı bahardı Ne bülbül ah eder, ne gül ağlardı Dört mevsim kalplerde bir aşk yanardı Şimdi bir külleri kalan sevdiğim Kalmadı içimde sevgiye bir yer İşkenceye döndü saatler günler Yüreğim bir mezar sığmaz ölüler Sonsuz acılara salan sevdiğim Kendi halimdeyken kendi düşümde Sevda hançer oldu sıcak döşümde Her nereye kaçsam ecel peşimde ömrümü ecelsiz alan sevdiğim Benimdir çileler bu ayrılıklar Dinmeyen gözyaşı bu hıçkırıklar İçimde bin özlem, binbir kahır var Anladım bu dünya yalan sevdiğim 20 Damla Damla Yanağına Çiz Beni Sen uykuysan, ben gördüğün düş olam Sen yuvaysan, ben bir yavru kuş olam Ağlar isen gözlerinde yaş olam Damla damla yanağına çiz beni Sen sevda ol, ben uğrunda can veren Sen gülnişah, ben eteğe yüz süren Sen avcı ol, ben yaralı bir ceren Sıra sıra kurşunlara diz beni Sen güneş ol, ben günyüzü görmeyen Sen neşe ol, ben ömrünce gülmeyen Sen tabip ol, ben derdinden inleyen İlmek İlmek acılardan süz beni Sen leyla ol, ben yağmursuz çöl olam sen yangın ol, ben savrulan kül olam sen bahçevan, ben bahçende gül olam arı gibi daldan dala gez beni Ben bir etek, sen kocaman bir dağ ol ben bir çalı, sen alımlı bir bağ ol ben Can Nuri sen canımda bir can ol isterisen toprak toprak ez beni 21 İşit beni, dinle beni, duy beni... Ey uğruna bunca kahır çektiğim yollarına gözyaşımı ektiğim sanadır bu çağrım sana sevdiğim İşit beni, dinle beni, duy beni... sil şu gözlerimin akan yaşını duy yüreğimin bu haykırışını dinle de gönlümün yalvarışını İşit beni, dinle beni, duy beni... yokmudur kalbinde bir dirhem vefa bitmiyor yıllardır çektiğim cefa bu kaçıncı çağrı, kaçıncı defa bir cevap ver, işit beni, duy beni ey benim ömrümün hasret çiçeği ey benim gönlümün sevda gerçeği şaşırdım yönümü, gündüz - geceyi ara beni, bir sor beni, bil beni... Üşüdüğün yerde güneş olayım sevdanla tutuşan ateş olayım gidersen yanında bir eş olayım anla beni, dinle beni, duy beni... uy beni de kömür gözlüm uy beni savurdun yellere hayallerimi soldurdun bağımda al güllerimi Can Nuri sormadın şu hallerimi ara beni, bir sor beni, bul beni... 22 Darılmam, gücenmem, küsmem sevdiğim Aşk yolunda cefa verip yorsanda darılmam, gücenmem, küsmem sevdiğim binbir okla yüreğimden vursanda darılmam, gücenmem, küsmem sevdiğim Giderken son kez dönüp baksan da öyle içimi ateş - alev yaksan da öyle önümde sel gibi aksan da öyle darılmam, gücenmem, küsmem sevdiğim Gönlüme kış düşse mevsim baharken çöle dönse bahçem yağmur yağarken ecel gelse de daha vakit varken darılmam, gücenmem, küsmem sevdiğim Seni özlemekten kahrolsam da yollara bakmaktan usansam da ah edip başımı taşa vursam da darılmam, gücenmem, küsmem sevdiğim Ülkeden ülkeye kovsan da sürgün yağmurla gözyaşım aksa da her gün kalpte mekan tutsa da çile-i vurgun gücenmem, darılmam, küsmem sevdiğim Sen bir güneş olsan aşkım kar olsa aksa damla damla kalbime dolsa sevda sana göre yalanda olsa darılmam, gücenmem, küsmem sevdiğim Güneş gökyüzünde insede yere ardından sürünsemde hep yara - bere gecelerim mahşere dönse de gene gücenmem, darılmam, küsmem sevdiğim Can Nuri’yim bin dert versende bana bilki yine darılmam, gücenmem sana aşk ile tutuşsamda hep yana yana darılmam, gücenmem, küsmem sevdiğim 23 Aşk bir masal mıydı? Her sabah kapımda gelip geçerdin ipek saçlarında yeller eserdin ıssız gecelerin tek mehtabıydın sen dağları, bense seni severdim aşk bağımda meyve veren dalımdın derya içre tutunduğum salımdın şu garip halime sevgiyle bakan güzelim, ceylan gözlüm, kınalımdım her seher dağlara esen yel idin diyar diyar gezen, coşkun sel idin türkü türkü, dilden dile dolaşan şu kırık sazımda yanık tel idin şu yalnız gönlümün sevgi nûruydun süt kadar saftın, su kadar duruydun kutsal kalesiydin umutlarımın kalbim aşk sarayı, sen bir sûruydun elim, kolum, konuştuğum dilimdin düşüm, arzum, umudum, emelimdin cemre gibi gönül bahçeme düşen sümbülümdün, nergizimdin, gülümdün alnımın akına yazmıştım seni canımın içine kazmıştım seni sabâ rüzgârlarıyla dalgalanan gönlümün tülüne sarmıştım seni çekip gitti bir gün hayalin kaldı gamlandı yüreğim, acılar sardı aşk bir masal mıydı sen bir leyla mı? en son mecnun edip çöllere saldı 24 Gözlerim görmeden ben ölememki Yıllarca anlatsam sana sevgimi kalemler tüketsem bitirememki çıkarmak istesem kalbimdekini hasret ırmağına götürememki sensin bu gönlümün gülü dikeni sensin bu ömrümün sevda yelkeni aşkın hançeriyle vursanda beni gözlerim görmeden ben ölememki gönlümde acının cam kırıkları gözümde hasretin hıçkırıkları kalbine saklarsan ayrılıkları senin sevdiğini ben bilememki duy artık gönlümün haykırışını şu seven kalbimin yalvarışını kırma gönlümdeki sabır taşını ölünceye kadar bekleyememki Can Nuri ömrümce seni aradım kanadıkça kalbim hasretle sardım hep isyan ettim böyle, hep ağladım gözyaşım silmezsen ben gülememki 25 El ele gezdiğim ıssız sokaklar El ele gezdiğim ıssız sokaklar Bir içli sevdanın sırrını saklar Uzanır ellerin usulca okşar Sevgimi incinen nazlı yerinde Duvarda incecik nakışın kalmış Sularda hülyalı bakışın kalmış Sevda bir çiçekmiş gönül bağında Koparıp göğsüme takışın kalmış Geçip gitti günler hicranla gamla Bazen nehir gibi, bazen bir damla Kahrolmakta varmış, bir gün acınla Ömrümün karanlık gecelerinde Baktığın her dalda bir izin kalmış Her köşe başında bir gizin kalmış Süsenin, sünbülün, nergizin kalmış Gönlümün har düşmüş bahçelerinde Has bahçede karanfilsin destesin Gül kokardı buram buram nefesin Şimdi hangi diyar, acep nerdesin Arar mısın sende Can’ı düşlerinde? 26 Saçına yıldızlar saçmaya geldim Kanadı kırılmış yavru serçeyim Kınalı elinde uçmaya geldim Tomurcuk vermeden soldu çiçeğim Sevdalı gönlünde açmaya geldim Sevincine hevesine kat beni Lal kesilem al sesine kat beni Seher kokan nefesine kat beni Saçına yıldızlar saçmaya geldim Yalansız yürekten yaşamak için Düşmanımda olsa barışmak için Bir sonsuz ırmağa karışmak için Aşkın kevserinden içmeye geldim Yalnızım yollarda bir denk oluver Gönül tellerime ahenk oluver Can Nuri dünyama bir renk oluver Seninle cennete kaçmaya geldim 27 Ben gülümden başka gül koklamadım Bütün bahçeleri tek tek dolaştım ben gülümden başka gül koklamadım uğruna mevsimler, yıllar harcadım seni sevmekten bıkmadım, usanmadım Güllerin hepsi güzel ama senin kadar değil gülü herkes sever ama benim kadar değil Benim sevgim yüreğimden, özümden ne vazgeçer, ne dönerim sözümden Kanlı yaşlar akıtsan da gözümden ben sana hiç darılmadım, küsmedim Güllerin hepsi güzel ama senin kadar değil gülü herkes sever ama benim kadar değil Sana şiirler yazdım, şarkılar besteledim saçlarına çiçekler ördüm, desteledim nazlandın, yüce yüce dallarda gezdin ben sana hiç kırılmadım, küsmedim Güllerin hepsi güzel ama senin kadar değil gülü herkes sever ama benim kadar değil Aldığım her nefeste seni kokladım senden başkasına dönüp bakmadım kalbim her yerde seni aradı, sordu seni sormaktan bıkmadım, usanmadım Güllerin hepsi güzel ama senin kadar değil gülü herkes sever ama benim kadar değil Sensin benim canım, canımda özüm sensin benim gül bestem, dilimde sözüm ellere bakarsam kör olsun gözüm ben seni hiç aldatmadım, üzmedim Güllerin hepsi güzel ama senin kadar değil gülü herkes sever ama benim kadar değil Gül yüzündü şu gönlümü bağladığım tenhalarda gizli gizli ağladığım bir ömürdür yüreğimde sakladığım ben seni hiç unutmadım, bıkmadım 28 Şerbet-i Dilinin Şivanesiyim Medet mürvet ey sema-i hidayet Serveti mülkümün yeganesiyim (bigadesiyim) Halimi kimlere edem şikayet Serseri gönlümün divanesiyim Hasbahçede karanfilsin destesin Buram buram gül kokuyor nefesin Sensiz kimler bu gönlümü eylesin Şerbet-i dilinin şivanesiyim Aşkın badesini içtimde geldim Gönül kafesini deştimde geldim Sevda sıcağında piştimde geldim Uflet-i mecnunun avaresiyim ( biçaresiyim) Ben bir Can Nuri’yim ey gülü gülşen Hasreti narına tutuşup pişen İflah olmaz bir kez derdine düşen Feryadı bülbülün figanesiyim 29 Bir Ömür Seninle Bir ömür seninle başbaşa kalsak Hayatı beraber koşsak ne olur Bütün yıldızları bir bir dolaşsak Zamanı beraber aşsak ne olur Şarkılar söylesek aşkın dilinden Nağmeler dinlesek seher yelinden Bahar yağmuruyla duygu selinden Gönül ırmağına taşsak ne olur Dudaktan dudağa bir şiir gibi Gönülden gönüle bir nehir gibi Yıldızlara hasret bir şehir gibi Derin uykulara dalsak ne olur Kuşlar gibi geçip tüm hudutlardan Selamlar iletsek ak bulutlardan Kovup elemleri şen duygulardan Sonsuz mutlulukla coşsak ne olur 30 El açıp kapında ölmeye geldim Hasret bahçesinde güller açarken Ömrüne baharlar dermeye geldim. Sevda vadisinde bülbül uçarken Gül açmış yüzünü görmeye geldim Ferhat gibi dağlar taşlar aşarak Kerem gibi yangınlara koşarak Seller gibi gece gündüz çoşarak ömrümü ömrüne vermeye geldim Zifir gecelerin kan karasından Özlem kokan çiçekler arasından Aşkın kanayan kor yarasından Kalbine bin merhem sürmeye geldim Gün gelip karanlığa yaslanmadan Özlemle al yanaklar ıslanmadan Kalbimdeki vuruşlar uslanmadan Önüne aşkımı sermeye geldim Hüzün döküp gözyaşları yağarken Gökyüzüne kara bulut ağarken Bir seher vaktinde güneş doğarken Sırma saçlarını örmeye geldim Onmaz hasret ile yanarken gönül Yudum yudum içip kanarken gönül Gece gündüz seni anarken gönül Lebi kevserinden öpmeye geldim Yorgun bu ömrü elde bırakarak. Yüreğimi alev alev yakarak. Son bir defa gül yüzüne bakarak El açıp kapında ölmeye geldim 31 Bağımda yaş döken güle ne deyim Elin bahçesinde çiçekler açmış bağımda yaş döken güle ne deyim Mecnun Leyla’sını çölde ararmış benim gönlümdeki çöle ne deyim ömrümce bir aşkın sanığı oldum ihanetin sefil tanığı oldum bir zalim sevdanın yanığı oldum rüzgarda savrulan küle ne deyim hayat çiçek çiçek, renk renk açarken kuşlar daldan dala konup uçarken herkes sefasını sürüp yaşarken benim gözümdeki sele ne deyim dağ başları geçilmiyor kar ile ayrı düştük bahar yüzlü yar ile bir ömür tükendi ah-u zar ile başımda dolanan yele ne deyim yıllarca sinemde yılan emzirdim dost diye başımda düşman gezdirdim bir yarin cevrine bağrım ezdirdim halime hor bakan ele ne deyim 32 Baharlar, rüzgarlar, güzler değişti Atarken dağlara sevda yıldızı Yakmıştı derinden o ince sızı Sen hala kalbimin biricik kızı Hiç mi değişmedin bende sevdiğim Yaprak yaprak döktü dalın ağaçlar Gülmüyor baharda artık yamaçlar Kar düştü dağlara ağardı saçlar Bir sen değişmedin bende sevdiğim Ovalar, nehirler, düzler değişti Baharlar, rüzgarlar, güzler değişti Alınlar, şekiller, yüzler değişti Bir sen değişmedin bende sevdiğim Gurbete gidenler sılaya döndü Ocaklar tutuştu ocaklar söndü Nesiller türedi nesiller öldü Bir sen değişmedin bende sevdiğim 33 Bi-tanem Düştüğüm her uçurumda sen varsın yanımda seni taşıdım içimde bir damla gözyaşı gibi bütün yıldızlara ismini haykırdım, bütün gecelere bir sen yoksun bir sen duymuyorsun bi-tanem rüyalarımı hicran alır her gece gelmezsin çağrılarım isyan olur her gece bilmezsin sevdasını yüreğime taht kurduğum nerdesin bir sen yoksun bir sen bilmiyorsun bi-tanem bil ki hep sana aktım bu sevdalı nehirlerde hep sana uzandım düştüğüm bu yerlerde ümit kervanları bir bir gelip giderler de bir sen gittin bir sen gelmiyorsun bi-tanem 34 Bahar Saçlarındı Koklamadığım Bahar saçlarındı koklamadığım hasret gözlerindi bakamadığım bir ateştir şu gönlümde yaktığın hep yandığım ama yakamadığım her gece gönlüme efkar yükledim esen rüzgarlardan haber bekledim ceylan bakışına vurulduğum yar sensiz sanma şifa bulur dertlerim dolunay nurunu gözünden almış maviyi gökyüzü özünden almış şu yanan yüreğim bunca ateşi seven yüreklerin közünden almış su yine akıyor aktığı yerden el yine bakıyor baktığı yerden sana mühürlenmiş gönlümün odu gel yine yakıyor yaktığı yerden ey canı cananım bu can senindir eser gam yelleri sanma serindir bülbülüm bir güle ah-ü zar gönlüm senden ayrılalı yaram derindir 35 Gülüm Sana tutulursam bırakma beni Bir köşede boyun büktürme Gülüm Ümitle süslenen gönül bahçemi Sonbahar gelmeden döktürme Gülüm Gönlümde goncalar dermeyeceksen Saçların koluma sermeyeceksen Bu aşka bir ömür vermeyeceksen Kiraz dudağını öptürme Gülüm Alev alev bir gül olsun yakışın Ay gibi doğsun baygın bakışın Ömrünce kalbime dol ışın ışın Bana hasretini çektirme Gülüm Aşkımın kadrini bilmeyeceksen Akan göz yaşımı silmeyeceksen Eğer candan beni sevmeyeceksen Deli divaneye döndürme Gülüm Sevgi yüreğimdir sevda okulum Sevgidir vatanım, pusulam, yolum Sevgisiz dünyada bir garip kulum Aşkın hançeriyle öldürme Gülüm 36 Sevgi taşıyan güvercinler yoruldu Her bahar bir başka hazla gelirdin cilveler ederdin nazla gelirdin dilinde türküler sazla gelirdin bütün mevsimler bahar olurdu şiirler okurduk sevgiden aşktan korkmazdık soğuklar getiren kıştan her şeye yeniden dönerdik baştan bütün çiçekler selam dururdu esen rüzgarlardan kokun alırdım her açan çiçek sensin sanırdım ellerim böğrümde öyle kalırdım kalbim yalnız senin için vururdu anladık derdimiz dağlardan büyük bütün mevsimler griye dönük şimdi bunca hasret kalbimize yük. sevgi taşıyan güvercinler yoruldu türküyle gelirdin elinde sazın gün akşam olur bitmzdi nazın bir kasırga koptu öyle ansızın dağlarda bütün ceylanlar vuruldu bir gün dağları, denizleri aşsak eskisi gibi yine öyle kavuşsak ellerin elimde hiç ayrılmasak. bütün mutluluklar bizim olurdu 37 Bir kırık daldayım sana sığındım Gökyüzü ağlarken düşen yaşlara yürek dayanmıyor eğik başlara feryadım çarparken kara taşlara bir deli dalgayım sana sığındım yaz tükendi ömür kışında kaldım felek yendi hayat dışında kaldım. öldüm ama hep kırk yaşında kaldım bir yarı yoldayım sana sığındım ne aydınlık bir gün, ne sabah gördüm yüreğimde deprem deprem ah gördüm baktığım her yerde hep günah gördüm bir garip haldayım sana sığındım güller bürünürken taşı, toprağı çekildi ömrümün akan ırmağı kurudu bahçemin yeşil yaprağı bir kara çalıyım ana sığındım bir dost bekledim teni baharından yüreği gül kokan aşk diyarından bir umut kalmadı artık yarından bir gizli duldayım sana sığındım bir bilsen ah ben neler, neler gördüm bir bilsen ne yağmur,ne seller gördüm ne rüzgarlar esti, ne yeller gördüm bir kırık daldayım sana sığındım 38 Vurulmuş kalbimle geldim kapına Hüzün yağıyor bak inceden ince günler kara çaldı gökler inince ecel gelmeden son nefesten önce vurulmuş kalbimle geldim kapına koca bir ömrü gülerek, ağlayarak ak düşmüş saçımı ödül sayarak bir canım var sevdana adayarak durulmuş kalbimle geldim kapına başı duman yüce dağ sırasında merhemi sen olan aşk yarasında orman orman geçip dal arasında savrulmuş kalbimle geldim kapına. bütün umutları yola sererek bir hayal uğruna bin can vererek gönül kapısını açar diyerek yorulmuş kalbimle geldim kapına kocaman bir ömrün yarısı gitti gençlik yıllarının hayali bitti hayat bizi uçurumlardan itti kırılmış kalbimle geldim kapına hazan yaprağına döndü çarkımız inleyen kemandan yokki farkımız kimsesiz yollarda ağlar şarkımız darılmış kalbimle geldim kapına geride bırakıp gece siyahını içime hapsettim ol günahını göğsüme doğrultup aşk silahını. vurulmuş kalbimle geldim kapına 39 Nazlı yarin el olunca anlarsın Sende bir gün benim gibi sevdiğin Nazlı yarin el olunca anlarsın Ak göğsünde sarı güller derdiğin Hasretinden del olunca anlarsın Gazele vurunca gönül bağların Geç kalır kıymeti yazın, baharın Bir gün duru duru akan pınarın Bozbulanık sel olunca anlarsın Güller ile gülüşürken seherde Türkü türkü söyleşirken dillerde Bir gün gezip dolastığın o yerde Boran tipi yel olunca anlarsın Can Nuri yoluna kurbanlar eyle İstersen adına türküler söyle Yalancı dünyanın kanunu böyle Gür saçların kel olunca anlarsın 40 Kedere boğuldu gönül şarkımız Bir düzen tutmuyor bendi çarkımız Felek kırdı çanağımı telimi Kedere boğuldu gönül şarkımız Deryalara saldım yağmur selimi Bülbüle çile, güle naz bıraktım Herkese çok kendime az bıraktım Ömrüme kar, ellere yaz bıraktım Dostlar düşman oldu tutmaz elimi Hazan vurmuş dalda solan gülüm ben Kerbelada susuz kalan çölüm ben Rüzgarların savurduğu külüm ben Boranlara verdim bahar yelimi Bülbül gibi feryat figanda kaldım Talihine küsmüş bir canda kaldım Sen bir yanda, ben de bir yanda kaldım Yerden yere vurdu kader zalimi Bir silen olmadı alın karamı Bir saran kalmadı gönül yaramı Karlı dağlar böldü uzak aramı Gurbet elde kimse sormaz halimi 41 Sevda kurşunuyla vuruldun gönül Kış ayında çiçek verdiğin gönül yaz ayında hasret derdiğin gönül kıymet bilmeyenin ayaklarına kalbini aşk için serdiğin gönül yetmez mi vahasız çöle döndüğün baharı yalancı güle döndüğün dünyada vefasız sevgili için onca gözyaşıyla sele döndüğün hangi hayale bürünürsen bürün hangi kılıkla görünürsen görün uzunca bir yolun sonuna geldin hangi aşk için sürünürsen sürün baharsız bir ömrün kışında kaldın umutsuz bir hayat dışında kaldın daldan dala uçan bir kuşken gönül en son bir uçurum başında kaldın dolaştın yıllarca bir aşk izinde ceylanlar uyuttun gönül dizinde okyanusta asi bir dağdı gerçek boğuldun işte hayal denizinde dönsende dönmesende kararından kırıldı hayal, umut yok yarından duruldu fırtına vuruldu ceylan bir haber bekleme aşk diyarından gece gündüz akıp duruldun gönül koşa koşa düştün yoruldun gönül var olmayan bir hayale sarılıp sevda kurşunuyla vuruldun gönül 42 Esmer delikanlının sevda Türküsü “Esmer delikanlı içten yaralı” Gönlü kaymış ceylan gözlü bir kıza Karlı dağlar gibi başı dumanlı Selam verir gördüğü her yıldıza Duvarda incecik nakışı kalmış Sularda hülyalı bakışı kalmış Sevda bir çiçekmiş gönül bağında Koparıp göğsüne takışı kalmış Bir onmaz sevdaya salmış başını Zehir etmiş ekmeğini aşını Deryalar gözünde kana boyanmış Silmez olmuş gözlerinin yaşını baktığı her yerde bir izi kalmış gülseni, sünbülü, nergizi kalmış Esmer delikanlı içten yaralı Gönül mihrabında hep gizi kalmış Esmer delikanlı kara sevdalı Bağrını yakıyor perişan halı Sevdalanmış ceylan gözlü o kıza Gezer sokaklarda gönlü yaralı Sevdalar üstüne düşünü kurmuş Başını taşlardan taşlara vurmuş Esmer delikanlı hepten sevdalı Bir sevdaki yüreğine oturmuş Geçip gider günü hicranla gamla Bazen nehir gibi, bazen bir damla Dayanmiyor kalbi bu zor acıya Deryalar gözünde boyanmış kana Baktığı her yolda bir sızı kalmış yaralı gönlüde gül nazı kalmış Başında dolaşan aşk türküleri Duvarda üç telli bir sazı kalmış Esmer delikanlı bahtı karalı Düşmüş sokaklara gönlü yaralı Yüreğinde ılkım ılkım ateş var Sevdiği kız yad ellere varalı 43 Sebebini sorma seher kız Bir sevdaya düştü gönül,yananım hem dertliyim, hem derdi aşk sananım iki dere bir arada kalanım sebebini sorma bana bahar kız ne yana döndüysem eğildi başım ben bittim bitmedi gönül savaşım sorma kaç yıl geçti , kaç oldu yaşım sebebini sorma bana seher kız bahar olur çiçek açmaz bağlarım ayaz vurur güneş almaz dağlarım bu dünyada yalnız kaldım ağlarım sebebini sorma bana bahar kız yıllara, aylara küstü gözlerim kırıldı kalemim, şaştı sözlerim kesildi dermanım, düştü dizlerim sebebini sorma bana bahar kız dost elinden yesem zehirdir aşım belalı, gadalı şu garip başım bir ömürdür böyle dinmedi yaşım sebebini sorma bana seher kız yağmur yağar ben gözyaşı dökerim hazan olur ben boynumu bükerim bunca yıldır gam-ı hasret çekerim sebebini sorma bana seher kız 44 Dar-ı mansur gibi dara tutuldum Düştüm aşk çölüne ah etmek karım Garip bülbül gibi zara tutuldum Tüterim tüterim dinnmez efkarım Yüreğimde sönmez nara tutuldum Yalancı dünyada bir garip kuşum Uçarım uçarım bitmez yokuşum Yetmedi sevgiye ömür sunuşum Vefa bilmez bir ağyara tutuldum Hasretin acısı boynumu büktü Esti hazan yeli yaprağım döktü Gönül dağlarıma dumanlar çöktü Tipi boran ile kara tutuldum Hazan mevsiminin yeline düştüm Kaybolan yılların seline düştüm Sazların en titrek teline düştüm Türkü yağmurunda hara tutuldum Ben bir Can Nuri’yim hallerim yaman Kalmadı mümkünüm tükendi derman Yoruldu kervanım verildi ferman Dar-ı mansur gibi dara tutuldum 45 Sevda Gazeli 1892-1937 Cavad Ahunzade’leme “Benim sevdiğim kız dünya güzeli ona bu dünyada eş yaranmamış duydumki, gönlünü felek bozalı sırmalı telleri hiç taranmamış” Dağları kar olmuş güzelim leylim bağları har olmuş güzelim leylim feryadı zar olmuş güzelim leylim duyam dedim duyamadım ah “Kırık dala konmuş dün yavru bir kuş ondan haber vardı gözüm yaşardı gel zavallı kalbim sorma ne olmuş sorma ki, sevdiğin kimlere vardı” Dilleri lal idi güzelim leylim yanağı al idi güzelim leylim dudağı bal idi güzelim leylim tadam dedim tadamadım ah Ağlamayı bilmiş gülmez sevdiğim akar gözyaşları silmez sevdiğim ona yandığımı bilmez sevdiğim varam dedim varamadım ah Kaderi taş olmuş güzelim leylim çıbanı baş olmuş güzelim leylim gözleri yaş dolmuş güzelim leylim silem dedim silemedim ah bir halden bilmeze varmış diyorlar sahipsiz kimsesiz kalmış diyorlar yarasına diken sarmış diyorlar aram dedim aramadım ah Dağlar geçit vermez dumandan, kardan bir umut kalmadı yazdan, bahardan ayrı düştüm ceylan gözlü o yardan saram dedim varamadım ah 46 Üstümüzde boran kış, yağan taş olsun ne çıkar varsın can verdiğin gül kalbimde kırıladursun varsın umut güvercinim uğrunda vuruladursun varsın seven yüreğim yolunda yoruladursun üstümüzde boran kış, yağan taş olsun ne çıkar varsın sönmesin yüreğimde ateşim korum varsın kalkmasın aramızda bu engel, uçurum aramakla geçse de ömrüm sanma yorulurum üstümüzde boran kış, yağan taş olsun ne çıkar varsın kalbimizde örsün aşk son günahını varsın göge miras eksin gece siyahını varsın canıma doğrultsun herkes silahını üstümüzde boran kış, yağan taş olsun ne çıkar varsın gögümde sönsün son kalan yıldızım varsın kimseler kaldırmasın viran kalan enkazım varsın kirpiğimden süzülüp düşsün can sızım üstümüzde boran kış, yağan taş olsun ne çıkar 47 Her gece sarılıp yattığım sensin Tomucuk tomurcuk sevdiğim sensin canımı uğruna verdiğim sensin aşk ile bezenmiş halılar gibi bir ömrü önüne serdiğim sensin sensin benim al ipeğim, nakışım derya derya gönüllere akışım pembe sevinçlerde bir deli sevda yarınlara bin umutla bakışım baharda çiçeğim çiçekte arımsın yazda yağmurum kışta karımsın huzursun rengarenk gönül bahçemde ağaçta yaprağım güzde sarımsın sensin sevgi bohçam, al güllü bağım bahçemin bülbülü, dumanlı dağım dört mevsim çoşup yeşil çaylarda ruhuma can katıp akan ırmağım Ömrümü ömrüne kattığım sensin ne yesem, ne içsem tattığım sensin soğuk odalarda seni düşleyip her gece sarılıp yattığım sensin 48 BAK IŞIL IŞIL Kapama gözlerini gök kararmasın bir ömür yüzüme bak ışıl ışıl sevda çöllerinde aşk pımarımsın ak benim gönlüme ak ışı ışıl akarsa uğruna aksın göz yaşım ağrırsa uğrunda ağrısın başım bitmez hasretimsin, kavım, ataşım sarıl bedenime yak ışıl ışıl şu gönül hanemde ak meleğimsin yalancı dünyada tek dileğimsin nazlı kardelenim, kelebeğimsin çıkıp yücelerden bak ışıl ışıl 49 Mavi mavi bakıp gider gözlerin Deniz esrarında huzur mu bulur Mavi mavi bakıp gider gözlerin Kadeh kadeh dudaklara sunulur Derya derya akıp gider gözlerin Hasret yağmuruyla yaşlar inerken Duygu denizinde tufan dinerken Yüreklerde tüm arzular sönerken Alev alev yakıp gider gözlerin Yapraklar gibisin güller gibisin Sazlarda inleyen telden hislisin Yıldız yıldız bulutlarda gizlisin Şimşek şimşek çakıp gider gözlerin Bitmez bir hayalsin, sonsuz bir hülya Mehtaplı gecede en güzel rüya Seninle sabah olur, döner dünya Duygu duygu akıp gider gözlerin Baharda başkasın yazda bir başka Servgide başkasın hazda bir başka çalımda başkasın nazda bir başka sevda sevda takıp gider gözlerin 50 Aşk için gül açar bezenir renkler Kırmızı güller ile açtın kalbimde bin bahar kokusu saçtın kalbimde seni başıma taç ömrüme ilaç ettim derya olup dolup taştın kalbimde Bir kez olsun yüzün, yüzüme dönder esen rüzgarlarla kokunu gönder sen yoksun diye her seher vakti. bülbüller ah çeker, gözyaşı döker Aşk için edilir içten dilekler aşk için gül açar bezenir renkler aşk için semah döner kelebekler gönüller bir umut içinde bekler Her nereye baksam hülyâlardasın bitmeyen hayaller, rüyâlardasın seni özlemekten bıksam da öyle dilim, dileğimde dualardasın Alnımın akına yazmıştım seni canımın içine kazmıştım seni bir sarmaşık gibi sarmıştım seni vurup hançereni kaçtın kalbimde Akan gözyaşımı bir kez silmedin. ahde vefa dedim değer bilmedin sineme attığın kurşun demedin onulmaz yaralar açtın kalbimde 51 Şimdi Kim Koklar İpek Saçlarını Şimdi kim bekler yollarını kim öper gül dudaklarında kim koklar ipek saçlarını kim uyur nazlı kollarında ben yolunu gözlemez miyim gül kokunu özlemez miyim gel desen gelmez miyim öl desen ölmez miyim ey nefesini özlediğim yar bak geçip gidiyor bahar sen duymazsan sesimi kim duyar gel desen gelmez miyim yaşlı gözlerini silmez miyim ıslanmış yanaklarını öpmez miyim ben sana canım demez miyim sen yoksun her akşam odalar hüzün kokuyor sen yoksun her gece yastığım yüzün kokuyor bir bilsen, ah bir bilsen dudaklarım nasıl özlüyor seni bir bilsen, ah bir bilsen gözlerim nasıl gözlüyor seni tenine değdiğinde ellerin eli saçına estiğinde seherin yeli başını eğdiğinde sazların teli sen yoksun diye üşümz mi gece düşmez mi viran bağlara üzülmez mi yaban çiçekleri Çekilmez mi ay ışığı dağlara bir bilsen, ah bir bilsen nasıl özlerim yanık sesini bir bilsen, ah bir bilsen nasıl özlerim gül nefesini 52 Yaş olup toprağa sızdım bir ömür Aşkın çöllerinden güller derleyip toplayıp göğsüme dizdim bir ömür hasreti, hüsranı mesken eyleyip diyardan diyara gezdim bir ömür kavrulup piştikçe aşk ocağında dolaştım yıllarca çöl sıcağında yar bucağında, kor kucağında yaş olup toprağa sızdım bir ömür dostların elinden ağular içtim zehirden kaderin bendinden geçtim kendime hasreti, hüsranı seçtim aleme mutluluk çizdim bir ömür gül yüzlümü son kez göreyim derken dalında goncalar dereyim derken iste, bir canım var vereyim derken bahtıma bin mezar kazdım bir ömür 53 Dermansız derdimin dermanı sensin Düştüm aşk çölüne yandımda yandım hasret hançeriyle bağrımı yardım dolandım dünyayı dermân aradım dermansız derdimin dermanı sende hükmümün biçilmiş fermanı sende Doğar güneş gibi yüzünün mâh ı sensin şu gönlümüzün sultânı şâhı düşmüşüm derdine çekerim âhı dermansız derdimin dermanı sende hükmümün biçilmiş fermanı sende Yanar iken yanmaz oldu çırağım gün be gün artıyor derdim firâğım ne yerim bellidir ne de durağım gönlümün yıkılan kervanı sensin dermansız derdimin dermanı sensin Gülleri handân eden aşk değil mi bülbülü nâdan eden aşk değil mi aşıkı candan eden aşk değil mi dermansız derdimin çaresi sende şu gönlümün yüz bin paresi sende Aşkına meyledip su gibi aktım şu seven gönlümü odlara yaktım Sen gittin ardında çaresiz baktım dermansız derdimin çaresi sende şu gönlümün yüz bin paresi sende gönül hasret giydi ol gülizâre âh-ı hüsrân düştü can pare pare cümle tabip gelse bulamaz çare dermansız derdimin dermanı sensin hükmümün verilmiş fermanı sensin Gözlerim her daim vuslatı nem ne günüm gündür ne demim dem ben bir garip Nuri’yim yaverim kem dermansız derdimin dermanı sende hükmümün biçilmiş fermanı sende 54 Gözlerin Bir tatlı meltemdir başıma esen aklımı başımdan alan gözlerin dünyaya açılan pencere sanki bakıp uzaklara dalan gözlerin duygusal, mahsunca, masum, çocuksu mavi denizlere akan serin bir su yeşil çimenlerde bahar buğusu derin hülyâlara salan gözlerin sen ki, en güzel duyguları sezen kimsenin anlayamadığı gizem zulmedip görmüyor halimi bazen alıp yerden yere çalan gözlerin bazen bir bakışın serin bir bahar bazen bir gülüşüne eğilir dallar göğün mavisinden mavi mi mavi aklımı başımdan alan gözlerin bütün aşıklara ilhamdır sesin aklını başından aldın herkesin bütün güzellerden başka güzelsin nicenin kalbini çalan gözlerin akan bin bir duygu ırmağı sanki derin hülyâlara salan gözlerin yüreğime tek merhemdir inanki hatıramda vurgun kalan gözlerin 55 Ey ruhda gözüm, gözde nihanım Sen benim gönlümdesin, kalbimdesin hangi yana dönsem sen her yerdesin unutmam mümkün mü unut diyorsun aklımda,fikrimde, hayalimdesin uğruna kovuldum parklarda yattım çilelerle geçti bütün hayatım aşkın en ölmezini sende tattım bu can evimde en derin yerdesin ey canda özüm, özde canım benim ruhda gözüm, gözde nihanım benim vatan-ı tacım, tacı cihanım benim sevincim, neşem yaşam hevesimsin gül yüzünü son kez göreyim gel de dalında goncalar dereyim gel de istersen canımı vereyim gel de uğruna tükensin bitsin nefesim 56 Nazlı Nazlı Gülüşünü Sevdiğim Salkım söğüt dallarını eğmesin yaprakları zülüflere değmesin senden başka kimsecikler görmesin Gizli gizli gelişini sevdiğim Ceylana benziyor hem kaşı, hem gözü ayın ondördüdür bembeyaz yüzü dudağında inci döker her sözü nazlı nazlı gülüşünü sevdiğim Gülerken,ay kokuyor gamzeleri ağlarken gülşen döküyor gözleri bir daha dünyaya gelmez benzeri bahar bahar kokuşunu sevdiğim Sırma saçlar belik belik belinde türkü türkü çiçek açmış dilinde savrulup geliyor seher yelinde efil efil esişini sevdiğim Bazen ağlayarak bazen gülerek üzülme gelirim yine diyerek alnımdan öperek veda ederek gözyaşını silişini sevdiğim Bir sevdaki kalbimde desen desen tatlı bir meltemdir başımda esen bazen gülüveren, nazlanıp küsen seke seke gidişini sevdiğim 57 Her şarkıda inlediğim gül sensin Kimine yar olmuş ömrü vefâsın kimine var olmuş zevk u sefâsın nalan-u efganım bezdim usandım şu seven kalbime cevr ü cefâsın gözleri şebnem tomurcuk bir gülün her sabah Yanağından bir damla dökülür hasreti yangın sevdalı bir bülbülün her gece kırık bir dalda boynu bükülür gittin kalbime ok gibi sözler bıraktın külleri tutuşmuş közler bıraktın ardında yaş döken gözler bıraktın kahırlarda gülmediğim gül sensin gel her gece yalvarıp yakardığım her duada derd u pay çıkardığım aks-i seda gibi dönüp dönüp geriye gözleri yaşlı bir gül bıraktığım hayalin şâvkıyor ayın nazında kurudu güllerim gam ayazında türküler inliyor gönül sazında gözyaşımda silmediğim gül sensin bütün şiirleri bir hazanda unuttup her içli şarkıda dinlediğim gül sensin bütün sevinçleri bir rüyada uyuttup bütün gecelerde inlediğim gül sensin 58 Yüreğimde inlediğim şarkısın Yüreğimde inlediğim şarkısın nefes nefes dinlediğim şarkısın damla damla akıp gözuclarımda yanağımda silmediğim şarkısın mutluluk saçarken bir hayal oldun aktın damla damla kalbime doldun gözümde açarken elimde soldun hasretinden gülmediğim şarkısın bazen bir goncasın, bazen destesin ruhumu inciten yanık sestesin bazen bir şiirsin, bazen bestesin perde perde çözmediğim şarkısın Her yeni filizin dalında sensin açan her çiçeğin alında sensin arının çecinde, balında sensin çözemeyip bilmediğim şarkısın bu masal yıllarca sürsün isterdim kalpler ağlamasın gülsün isterdim gidenler bir gün dönsün isterdim bir ömürdür beklediğim şarkısın gülmeyen ömrümün akışındasın kor gibi gönlümün yakışındasın inleyen kalbimin atışındasın öldürüp de ölmediğim şarkısın 59 Naz Mevsimi Bir bahar mevsimi, bir yaz mevsimi bir sevda mevsimi, bir haz mevsimi bir çiçek mevsimi, bir naz mevsimi gel ki kalbim sevinçlere boğulsun Her çiçeğin alında sen gülüver her ümidin dalında sen geliver en umutsuz anımı gel de siliver gel ki kalbim yalnız huzurla dolsun hayalin şâvkısın ayın nazında şarkılar yakılsın gönül sazında bir tebbesüm eyle sevgi hazında hayal senin olsun düş senin olsun Var çoğunu sen al az yeter bana cevrin bela olsun, naz yeter bana ömrümde bir kere yaz yeter bana bahar senin olsun kış senin olsun 60 Dikene sarıldım gül diye diye Yıllarca peşinden geçti hevesim Dönüpte bakmadın el diye diye Yalvardım yakardım duymadın sesim Kurudu dillerim gel diye diye Yasa girdi gönül, eğildi başım hasretle ağardı simsiyah saçım kavruldu dallarım, yeşil ağacım savruldu yaprağım yel diye diye çağlayıp akarken tutuldu bendim Sevda savaşında hep ben yenildim eğilmez dağ idim boynumu eğdim aktın gözlerimde sel diye diye ne baharım kaldı ne de bir yazım yalvardım yıllara geçmedi nazım bir ömür derdinden inledi sazım kırıldı çanağım tel diye diye kendi halimdeyken kendi düşümde Sevda hançer oldu sıcak döşümde bülbüle sarayken gönül köşkümde dikene sarıldım gül diye diye 61 Ben seni kanımla kalbime yazdım Beni görüp kaşın gözün süzersin bilki şu kalbimde birsin,özelsin gizleme gözyaşlarını kalbimden sen gülerken, ağlarken de güzelsin! Kemanlar aşk için çalıp inliyor yıldızlar aşk için şarkı dinliyor kimbilir kaç aşka şahit olmuştur bu sema, bu mehtap, kimse bilmiyor Sen gülümsedikçe gülümsüyor dallar sen geldikçe süsleniyor baharlar başka alem istemem seyran için şu seven kalbime seyransın ey yar Ne defter, ne kalem istemez artık ben seni bir ömür kalbime yazdım boranlar, yağmurlar silmesin diye ismini kanımla kalbime kazdım 62 Şu fani dünyada malı neylerim Benimde candan bir sevenim olsa Şu fani dünyada malı neylerim tatlı dilleriyle öpüp koklasa şekeri, kaymağı, balı neylerim yağmur olup yağsam, kuş olup uçsam dağlardan dağlara mutluluk saçsam yapraksız, meyvesiz çiçekler açsam bağbanı, bahçeyi, dalı neylerim.. bir sevenim olsa candan sevdiğim servetim, devletim, evim dediğim koynunda tomurcuk sevgi derdiğim baharı, sümbülü, gülü neylerim sabah akşam yollarımı gözleyen görmediği an arayıp özleyen sırlarımı can evinde gizleyen sarayı, baştahtı, tacı neylerim sevda pınarından dört yana aksam kara bahtı kaderine bıraksam sonsuz sevda ile bağrımı yaksam ateşi, alevi, külü neylerim bu masal yıllarca sürsün isterim kalpler ağlamasın gülsün isterim mutluluktan başım dönsün isterim ovayı, sahrayı, çölü neylerim arasam her yerde can ilacımı gizlesem herkesten yürek sancımı bir tek ona döksem gönül acımı tabibi, doktoru, em’i neylerim halimi soracak bir yarim olsa yaramı saracak bir varım olsa başımı sokacak bir yerim olsa şöhreti, serveti, şanı neylerim mihrabım yar olsa hep ona gitsem bir sevda uğruna, dört yana gitsem canımdan ayrılıp o cana gitsem ölümü, yaşamı, canı neylerim aşık olsam aşk denizinde yüzsem.. bir ömür o yarin izinde gezsem. bir ona yansa içim, bir onu sevsem güzeli, çirkini, eli neylerim 63 Toprağa düşersem sar beni gülüm Gözlerimde bulut bulut yağmur var toprağa düşersem sar beni gülüm haber getirmezse yorgun turnalar deli rüzgarlara sor beni gülüm ey benim gönlümün biricik kızı göğümün ışıyan seher yıldızı düşünce içine bir ince sızı iç çekip ahlara sor beni gülüm gamdan dağlar yüreğine çökerse hazana kapılıp yağmur dökerse ağaçlar özleme boyun bükerse sarı yapraklara sor beni gülüm üşürse sevginin nazlı ağacı düşerse içine bir sarı sancı arama bir başka yerde ilacı kırılmış dallara sor beni gülüm yorulursan güne hasret yakmaktan yorulursan hayallere dalmaktan yorulursan aşk nehrine akmaktan deli dalgalara sor beni gülüm uzun vadilerde yol vermezse dağlar dağlardan bir haber vermezse bahar uzaktan gelirken yorgun turnalar selamlar gönderip sor beni gülüm akşam olup gökyüzü kararınca güz gülleri darılıp sararınca yüce dağ başını duman sarınca dönüşsüz yollara sor beni gülüm yağmurun gözyaşı döktüğü yerden dağlara dumanın çöktüğü yerden sümbüller boynunu büktüğü yerden yaralı güllere sor beni gülüm mısralarım sensiz sessiz kalınca akşam olur hayallere dalınca sevdalı yürekler haber salınca yorgun akşamlara sor beni gülüm eserken başında sevdanın yeli unutma gönülden seni seveni dalıp hayallere ağlama beni geçip giden yıllara sor beni gülüm 64 Aşkın iksirini dost bardağından Aşkın iksirini dost bardağından gözler içer, gönül içer, can içer… sevgi bahçesinin gül yaprağından şiir geçer, şarkı geçer, tan geçer aşk için edilir içten dilekler aşk için gül açar bezenir renkler aşk için gönüller bir umut bekler yıllar geçer, aylar geçer, an geçer baharda cemreler düşünce suya güle sevda örülür oya oya dalınca güzel anılar uykuya hayal geçer, hayat geçer, düş geçer hasret kokulu yarin dudağından şeyda bülbül gibi gülün bağından tohumlar ekili gül toprağından bağban geçer, bülbül geçer, can geçer keder türküleri çalarken sazlar saçlarda gün gün birikir beyazlar kış ayında titretsede ayazlar bahar geçer, hazan geçer, yaz geçer tutunmak istersin kırılır dallar kavuşmak istersin ayrılır yollar bir ömür hayale sarılır kollar hayal geçer, hayat geçer, gün geçer aşkın hançeriyle gün vurulursa gönül atı şahlanıp yorulursa ömürde bütün çiçekler kurursa ömür geçer,, ölüm geçer, can geçer 65 Tertemiz kalbimle sevdim ben seni Bilmesende, sormasan da ben kimim tertemiz kalbimle sevdim ben seni ağzım kapansa, lal olsa da dilim şu garip halimle sevdim ben seni çiğneyip geçsende toprak misali bağrımda bitsende yaprak misali benzeri olmayan bir aşk misali bitmeyen bir hazla sevdim ben seni aşkınla cüceyim, aşkınla devdim harabeye döndü mekanım evim ben bittim bitmedi ömrümde sevgim bu koca yürekle sevdim ben seni koluma gür saçların sermesende seviyorum seni hiç demesende gittiğin yerden geri gelmesende bitmez bir hasretle sevdim ben seni gönülden gönüle kovsanda sürgün yağmurla gözyaşı döksemde her gün ister bayram olsun isterse düğün en garip halimle sevdim ben seni dağlardan dağlara essede gönül mecnun gibi çöle düşsede gönül aşkın ocağında pişsede gönül tertemiz bir aşkla sevdim ben seni Can Nuri yorulsa da beklemekten gittiğin yola gözyaşı dökmekten geçen her yıla bin kahır ekmekten bitmeyen hasretle beklerim seni 66 Sevdiğimi biliver yeter. Hasretin çölünde açınca kuyu vurunca yüreğe hasretin suyu biz ayrı kalsakta bir ömür boyu senede bir selam salıver yeter yağmura hasret susuz çöller gibi baharı süsleyen al güller gibi aşk ile inleyen bülbüller gibi bir gece dalıma konuver yeter ayrılıklar yüreğini yakarsa gözlerinde damla damla akarsa aramızda bütün bağlar koparsa vuslat hasretiyle sarıver yeter gönül pazarında satsan da beni dalgın denizlere katsan da beni dipsiz uçuruma atsan da beni çıkıp semalara bakıver yeter boşada gitse verdiğim emekler sevenler usanmaz bir ömür bekler kavrulup yansada bütün çiçekler pınar ol bahçeme akıver yeter sensin sevdiceğim, biricik eşim mutluluk payım, ayım, güneşim yırtılıp solduysa verdiğim resim cismimi duvara asıver yeter perişan halimi hiç sormasan da kanayan yaramı hiç sarmasan da ömrümce beklesem hiç varmasan da gölgemi koluna takıver yeter döndersen yüzümü bir kez bahara durmadan kanasın bendeki yara ah etmem çeksende gönlümü dara bir gece koynuna alıver yeter şu yalan dünyada bir gün gülmedim bin ok vurdu felek yine ölmedim kastı neydi şu kaderin bilmedim çaresizim, gözyaşımı sil yeter bin dilek dilesem sayamam sana bir ömür seyretsem doyamam sana gözünde yaş olsa kıyamam sana seni sevdiğimi biliver yeter 67 Sen gelmezsen ben ölürüm bilesin bir zaman benim de gonca güllerim vardı her sabah bahçemde burcu burcu kokardı yel esti üstüne hepsi soldu sarardı sen gelmezsen ben ölürüm, ölürüm bilesin hep seni bekledim bir gün gelirsin diye ömrümce seni sevdigimi bilirsin diye yaşlı gözlerimi gelir silersin diye sen silmezsen ben ölürüm, ölürüm bilesin her gün içimde ateşle seni beklerken durmadan yol alır hasrete bir garip tren Kerem gibi Aslı’ya yanıp tutuşurken sen bilmezsen ben ölürüm,ölürüm bilesin ben güle hasret kalan bülbülün ahıyım aşka hasret çeken kalplerin günahıyım bütün kaleleri yıkan aşkların şahıyım sen sevmezsen ben ölürüm, ölürüm bilesin 68 Yadeller sararsa ölürüm gülüm İndirme başından ümit tacını bir sende ararım can ilacını gözden sakındığım ipek saçını yadeller tararsa ölürüm gülüm Ver artık elime gönül elini sensin hayatımın nazlı gelini dokunmaya kıymadığım belini yadeller sararsa ölürüm gülüm bir zamanlar bana candan yakınken ha kavuştuk, kavuşacağız derken bakmaya doymadığım yüzünü benden yadeller sorarsa ölürüm gülüm senden öğrenmiştim, ben sevilmeyi senden öğrenmiştim sevip gülmeyi kalbimde büyüyen nazlı çiçeği yadeller yolarsa ölürüm gülüm Nuri CAN |