Bırak...
Bir güzellik bırak giderken
merhaba diyen sesini sevgi dolu nefesini hayırlı cuma gününü verimli pazartesini kalbindeki iyiliklerin cümlesini bırak... Kimseyi kırmamak bir başarıydı isteseydin kırabilirdin kırmak kolaydı hep incindin incitmedin ne iyi oldu kalp kırıklarını dizdiğin hüzün kolyeni bırak... Su dök tuz bastığın gizli yarana çilesiyle kahrolduğun yakınına bir de sana kötülük yapan ona derdinin nârını bırak... Çocukluğunun gençliğinin tüm yıllarını sönen hayallerini solan umutlarını körelen yeteneğinin kat be katlarını yeni yeşerecek canlara bırak... Yaranın kabuğunu soy yanına al içindeki kan gölüne balıklama dal artık sadece kendin kendinle kal al ömrünün özünü teferruatı bırak... Bir hoş sadâ bırak gelip giderken ölüm inan ki her yaş için erken dünyayı böylesine aşkla severken mânayı götür maddeyi başkalarına bırak... Gülhan Çeliktaş |
Ne kolaydı oysa dünyaya esir olmak
Ahiretin için değil dünya için yaşamak
Elbet bir gün senide saracak kara toprak
Anlayacaksın o gün kafana gelecek tokmak