Uç uç böceği
Fiyatlar uçuyor ekonomi uçuyor
bir ben uçamıyorum herkese her şeye yetmek istiyorum ama örümcek kaderimden kaçamıyorum Saatler uçuyor tarihler uçuyor bir ben uçamıyorum herkesi memnun etmek istiyorum ama beni esir edenlerden kaçamıyorum İstedim ki ben de birazcık mutlu olayım istemedim ki aslında dünyalık alayım içimdeki huzurlu göle balık olup dalayım iğneli söz oltasından kaçamıyorum Bırakmadı neden zalim fikir peşimi sitem saçan ağız volkan oluyor teselli edilemeyenlere koşup dururken söz cehenneminden kaçamıyorum Kuşlar uçuyor özgür ve mesut kalbim diyor ki kötü olan her şeyi unut baltayla kesiliyor tuttuğum umut yeşertmeyen zarardan kaçamıyorum Ne kuş olabildim ne balık halimi bilense sadece Halik gönlümün bahçesinde sevgi çiçeğim yoluk dünya cehenneminden cennetime kaçamıyorum Tatlı sözlerim bile yanlış anlaşılır ne desem fayda etmez ip gibi dolaşılır problemler nasıl çözümlenir ferahlığa ulaşılır acı dolu sitemkar sözlerden kaçamıyorum Hep mutlu etmek istedim sevdiklerimi anlamıyorum her zaman kabahat bende mi zımpara kağıdı siler mi camdaki nemi zorbadan nezaketime kaçamıyorum Allah yardımcım aklım rehberim vicdanım kirlenirse ona ne derim en zor anlarda bile Allah kerim isyan saçan dilden duaya kaçamıyorum Demek ki çöp kokuyor diş macunlu çeneler evladını öper koklar süt kokulu anneler ben neyim ki ha bire bana diş biler sevgiden dem vuran nefretten kaçamıyorum Bazen diyorum ki alıp başım gideyim vicdanım diyor ki kimi memnun edeyim isterdim ben de bir lokmacık güleyim aşımı boğazıma dizenden kaçamıyorum Fiyatlar uçsun kuşlar da uçsun gelen gelsin giden gitsin zehrini saçsın içimdeki manolyalar her daim açsın ah niçin aşka sevgiye saflığa kanat açamıyorum Boğazımda düğüm düğüm sevinç kırıntılarım boşa giden güzelliklerim savrulan yarınlarım mahvolan bugünüm zorla yutturulup içime attıklarım hepsini bana yapıp edenlerin yüzüne kusamıyorum Bir fare kapanının dişlerine sıkışmış gibi oyulup parçalandı ruhumun en dibi kaybettiremesin gizli kırgınlığım bana edebi kavgadan gürültüden halas olamıyorum Sakinlik huzur dolu bir dere şırıltısında koyup başımı kuşların ninnisiyle serin otlara düşlerimde yelken açsam upuzak mutlu ufuklara yelkenimi parçalayanları yakasından tutamıyorum Uçsana diyor minicik uç uç böceği uğurlar olsun diyor annemin yumuşak sesi yanağımı okşarken elleriyle ılık nefesi kuzey rüzgarlarından bir türlü kaçamıyorum Ne olur bırakın beni kendi halime ne bir şikayetim olur ne bir kelime susuyor katlanıyorken seve seve bunca zulüme aslında gerçekte yaşamıyorum... Gülhan Çeliktaş |