Bir Adam var
Bir adam var teni rutubet kokan Uzaklari duslemekten kaşları dökülmüş
Gördüğü kabuslardan yüzünü sivilceler basan bir adam var kalbindeki yanık kokusu erimiş kablo kokusu kadar keskin ve kalıcı is tutmus bir kalbin alıcısı olamayan sahibi*** bir adam var ruhu simsarların hedefinden kaçmamış Gizlenmiş oysaki montunun yakasını kaldırarak Etraftan bir adam var Mechule kucak açmış Ağzındaki çürük dişleri yüzünden Kimsenin yüzüne konusamayan Bir adam var Rumlardan kalma bir apartman dairesinin son katına atmış kendini tek dostu yalnızlığı olan her gün değişmeyen hayatına bir renk katamayan Bir adam var haftada iki gün aynı çorbayı içen bu adam ahşap ev eşyalarının sardığı salonundan yaşanmışlıklarını irdeleyen tahta kurusu misali derdini oya oya kanatan karasızlıklarını sorgulayan yanlışa batmış bir adam var el uzatını olamamış eli havada kalmış Gözünün yaşına bakılmayan Kimsenin acımadığı bir adam var Neyapsa sonuca varamayan bir adam sararmış bıyıklarının arkasında burnundan soluyan bu adam özlemeyi unutmuş sevdiklerini kimsesizler listesinde en üstler de Bir adam var sofrasında tek tabağı tek bardağı olan bu adam tek derdi çiceklerini vazosunda yaşatmak olan tüm umutlarını bir bahara saklamış inanmasada gururlu bir adam tanrının yardım etmediği tanrısız bu adam bulamadığı hakikatin ardı arkasını bırakmayan İnsanlar yüzünden kinci olmuş Bir adam var komuşuları onu görmeden evine giren selamsız sabahsız bu adam sanki dünyanın yükünü sırtlanmış ağır ağır basamakları çıkarken İçinden basamaklari pes etmeden her akşam sayan Bir adam var akşam yemeği hazır olmayan bu adam buzdolabında tüm umutları buz tutmuş derin duygularını derin dondurcuda saklayan bu adam apartmanın girişinden dairsine kadar tüm merdiven basamaklrını saya saya çıkan bu adam evine dönerken bulamadığı huzuru sorgulayan kendine tipsiz diye ifade eden koca burnuna tüm sebepleri sığdıran ne yazı sevinç ,ne kışı romantik mevsimsiz bu adam şapkasını alnına indirmiş gözlerini yere eğmiş bir adam var kimseyle işi olmayan bu adam bu gece bir karar aldı eskiciden aldığı yıllanmış antika sandalyesi üzerinde son kez kendi şiirini yaZdi ipi elinde tavana baka kalan bu adam inanmış yolun bittiğine ağlamaklı çirkin suratıyla vedalaşmış eskiden kalma kırık aynası karsısında ahlaksızlaşmış kendine bir adam var yolun sonunu kendı çizen önündeki kağıda son sözlerini ve dileklerini yazan bu adam yutkunup yutkunup almış kalemi eline silgisi olmayan bu adam silmiş ona tüm yapılanları bir kalemde hey gidi yıllar diye başlamış son şiirine allahaısmarladık diye bitirmiş son kıtasını bitirmiş bitirmesine ama sonu gene bulamamış bu adam bir adam var çürük halatı boynunda kaydırmış altındaki sandalyeyi korkarak ölümden ölüm bu ya.. gelip bulamamış kendini bir kere daha düşün dercesine fırsat vermiş hayat ilk defa kendine kimsenin ona vermediğini sunmuş sunmuş sunmasına inamamış hayatın samimiyetine Guvenmemis ölüme bir adam var ısrarcı hayatın şans vermesini dalga geçer saymış kendinle kızmış bir adam var ölemediği için ölmek isterken yaşayan bir adam var oturduğu dairenin son katından kendını bırakmış son çare bir adam var düşerken bile hayatı gözlerinin önünden geçmeyen bir adam var Bomboş beyaz bir kağıt gibi yasanmamişliklar dolu mahalleli çok konuşmuş arkasından tam iki gün bir adam var kimsenin ondan haberi olmayan o adam artık yokmuş bulamadığı kendinde aramadıği yer kalmayan düşünmediği çare yaraları açık kalan bir adam var asfalttan kanlarını itfaiye temizlemiş bir adam var Ölümüne ne sevilen nede üzülen Cenazesi ortada kalan Tabutuna dört kişi bulunamayan Bu adam ..*** - [ ] ***Bir varmış, Bir adam yokmuş..*** ***Bir varmış, Bir adam yokmuş..*** |