ACI PİSLİK
Yağan aralıksız yağmurun arkasından, sokaklar kimsesiz ve başıboş
Etraf kimi yanan, kimi yanmayan sokak lambalarının cızırtısına esir düşmüş, lakin sakinliğini koruyor Eğer olurda, kafanı kaldırıp gökyüzüne bakacak olursan, tek renk kızıl gri. Hava, kirli ve soğuk Sokak aralarındaki, sıra sıra mazgallardan çıkan, Şehrin yer altı buharları, aralarında senkronize. Sanki her an, sıra dışı bir olay yaşanacakmış gibi, bir gaflet enerjisi geziniyor üzerimde Fırtına öncesi sessizlik misali, anlamsızlık ve bilinmezlik kol kola girmişler Sanırım, yağan yağmur planın parçası. Herkes olduğu yerden uzaklaşmanın yolunu arıyor Mazgal deliklerinden, cüssesi yeten her şey, arkasına bakmadan, kanalizasyona karışıyor Sokağın ortasında patlak terkedilmiş meşin bir top Tuhaf olan etrafta hiç in, cin yok Ben ise güçsüz ve düşüncesiz Bir ayağı topal sokak köpeği gibiyim Sekerek yaşıyorum, hayat denen bu çileyi O sırada Karşı kaldırımdan iri yarı, uzun boylu bir adamın gözlerini bana doğru dikmiş, paltosunun altında, kendini siper ederken görüyorum İki göz mavi, göz gecenin karanlığında besbelli bana bakıyor Başkasına desen, ne var canım bunda Bana kalsa, cinayete teşebbüs bu bakışlar! Boş geçen şehir otobüsleri, kimseleri almamak için, sanki oradalar Anlaşılan şehrin her yerinde, zihinler bulanık ve sorguda Şehir sise teslim olmuş, elleri yukarıda Gözümün akı perdeye yenik, aklım, aklımda yok yerinde Alışa gelmemiş bir gecenin kokusu sinmekte, o an üzerime En iyisi, bir taksi bulup eve gitmeli, ev denirse o fare yuvasına Biliyorum, bu gece duvarların içinden gelen sesler yine uyutmayacak beni Fırsatını bulup bu evden çıkmalıyım Nasıl olsa değişmeyecek bir kaderin, karanlığı çökmüş üzerime Yoksa yalnızlık mı dokunuyor artık bana Bir şeyler dokunuyor o çok belli Yıllar önce bir telefonum vardı Bana kimsenin ihtiyacı olmasın diye Onu da kırdım attım Yaşarken, gömdüm çoğu insanı ,bir telefon numarasına Biliyor musun? Heh Nereden bileceksin Hep bir köpeğim olsun istedim, dost diyebileceğim Hep dostlarımın köpeği oldum, tasmam onların ellerinde Kime inandıysam, ilk o attı boynumdaki ipe ilmiği Kime kandıysam, ilk o itti dibe beni Çukurdan bile attılar sonra beni Atılanların kimileri, hak etti itilmeyi Ben ise, sadece sevilmeyi Türlü insan ile tanıştım ve anladım Kendileri gibi olmayanları, ötelediler Kendileri gibi olmayanları, sevmediler, sevemediler Hiçbir şey onları durduramadı İnsanın canavara dönüşme evresi, böyle başladı Çok sonra duydum ki Evren bırakmazmış hakkı gasp edilenlerin hakkını, kimsenin yanlarına Yapışır, söke söke kazırmış, yakalarından Günahlarının orucunu Şimdi ise, insan yarattığı canavarını durduramıyor Önceden saklayabiliyorlardı, esaretlerini Şimdi kimi bedel ödüyorsa, hepsi suratlarından belli Onları tanımak artık, çok kolay Bilmeyenler için, ruhlarına bir parmak iyilik çalın onların Hemen anlayacaksınız, hallerini anlayacaksınız Bu insanların acı pislik’ bir tadı var artık ruhlarında Rutubet sarmış limon küfüne benzer İşte buna karşılık insan, sattı ruhunu şeytana Merhametten uzak vicdansız bir et yığını artık o |
Şiir baştan sona muhteşem
Ama ben bir kısmına nazaran bir söz bırakmak istiyorum
'Beni daima en yakınlarım yıkmıştır!..'
Saygılarımla