çoktandır ölü seslerden gam topluyorum mezar taşlarında saklı karıncalardan sevmeyi öğreniyorum kargalardan gülmeyi tumturaklı
anın muktedir oluşuna mukabil kan için de yere düşerken Habil Kabil için de olan dem aynı demdi üzerine kat be kat toprak kilitlendi
ilanihaye dayanmış kaç gönül var muhasara altında yanmış
maveraya mı adanmış ha kadın ha adammış dil aczeder gönül ikrar ne mükerrer tekrar
çoktandır geçmiş bulutları yokluyorum mavi gözyaşlarımdan çiçeklerden hasreti kokluyorum tohumlardan umudu
gelen fırtınanın kara sesi değil ne de şaha kalkmış kasırga homurtusu inceden çiseleyen yağmuru perdeleyip aradan acının yekpare kanatları savruluyordu havadan
kuşatma o andı saf yüreğin aleniyeti alev alev yandı
korkan insanın aklı yerle yeksan ne kalpleri ökselenmiş ruhlar ne gözleri perdelenmiş nurlar ne dilleri mermer putlar çirkef suratlar
kıbleye saplanmış mezar taşı yoktan var an içinde zaman dar günler başakta buğday tanesi kadar çok lakin azdı tohuma yetecek kadar
ölüm toprak mayası durur deniz kayası korku olmuş kıyısı gökkuşağı şavkımaz
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
taş... şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
taş... şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Anlamı, kurgusu ve kelimelerdeki anlam zenginliğiyle büyük bir beğeni uyandıran dizelerdi okuduklarım. Yürek sesiniz daim olsun. Saygı ve selamlarımla.