yamyam
Her şeyin öze indirgendiği sıfır noktasında yaratılışı tartışmak korkutucu olsa gerek.
Sırlar aleminde gururumuz bile ayaklar altına alınabiliyor. Bu sırları tanımak bir yana üstüne bir toz bile savurmak mümkün değil. Her tarafta sınanan öncelikler ve yaratanın mantığını kapatan politik baskılar mevcut. Belkide şairlerin susuzluğu oraya taşınmaktadır. Ben hayalime giren efkara neyleyim. Taş basıp aylak düşlerime gururuma yenik düşmek pahasınada olsa hâlâ profillere teslim olmaktayım. Öyle de bir inanç çerçevesinde avaz avaz bağıran kalbimi susturmaktayım. Yaratılış sadece yamyamın öfkesi başka bir şey değil. Geçmişte her şeyi taslak halinde yazmışlığım var. Kıyametin ardından benim yazıtlarımda soluk alacağı ortama kavuşacaklar elbet. Azda yazmadım aslında. Beğeniler bile var bir taraflarda. Bıkkınlık derecesinde yazmadım. Manşet halinde yazdığıma inanıyorum. Gerçekten sofu değilim. Sadece bir yerlerde alınmaya yüz tutmuş ödüller var. Oralarda bir küçük paragraf uğruna kim bilir kimlerin kanları döküldü diyenlerde can alıyorlar. Kısacası her şey bir dünya ufkunu gözlemlemekle başlar. Sanatçı olduğunuza göre bir şeylerde size kayıtlanmış olmalıdır. Bedel tanımıyor insan aklı lakin peşinde sürüklenmekte gerek. Her yerde bir yaratan ve birde asıl öyküsü var. Duygusal baskıya ne hacet. Gecenin gündüzü sertliğiyle etkilediği mantıkta yaş tükürüyor insan. Gerisin geriye gevrek bir sarhoşluk... Mistik tasarımlar. Orada kader dost değil sadece yamyam. |
Biz de okur ve alkışlarız yürekten
Gönlüne, ömrüne bereket
Şiirle kal, sevgiyle kal, hoşça kal